Bir kitap fuarı etkinliğini daha geride bıraktık. Çukurova’nın bahar aylarını aratmayan güneşli dokuz gün boyunca iyi yönleri ile hatırlanabilecek bir fuar olduğunu söylemek yanıltmaz bizi. Bu kadar ilgiyi başlarda beklemiyorduk. Hayat pahalılığının olumsuz koşulları altında, enflasyondan en çok zam gören kalemlerden kitapların ihtiyaçlar listesinde en sonda olabileceği ilk aklımıza gelen olmuştu: Tabi bu olgu yaşadığımız toplumun henüz değişmeyen özelliklerinden biri olmaya devam ediyor. Fakat yinede tüm bu yoksulluğa rağmen, kitaba para ayıran önemli bir okur kitlesi de vardı. Her ne kadar burç kitapları ve kişisel gelişim üzerine yazılı kitaplar ilgisinden değer kaybetmese de ve kitap olsun çamurdan olsun diyenler dışında Çukurova’nın iyi bir okur çevresine sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Fuar boyunca, dergimizin standına da ilgi büyüktü. Güney’in yeni ve bir kısım eski sayılarını, İnter ve Dönüşüm Yayınlarının çeşitli kitaplarını standımızda bulundurmuştuk. Fuarda Marksist-Leninist külliyatı bulunduran tek standın bizde olması bir eksiklik olduğu kadar, ilginin sebebi de olduğu söylenebilir. Bizi şaşırtan ise kitaplarımıza ve dergimize duyulan ilginin 14-17 yaş aralığındaki gençlerin oluşturmasıydı. Bu yaş grubu için herhangi bir kuşak tespiti yapmak güç. Yaşlara göre kategori belirlemek yeni moda olsa da bu gençlik başka türlü ilerliyor diyebiliriz, hem de bize hiçte uzak olmayan bir ilerleme. Belki bunu yaşadığımız iki örnekle açıklamak düşüncemizi haklı çıkaracaktır. İlki, henüz 15 yaşında genç bir kız, oldukça zarif ve iyi giyimli; bu haliyle orta halli, kültürlü bir ailenin çocuğu olduğu kesin. Ama bizim açımızdan şaşırtıcı olan bu kızın merakı: “Demokratik devrim mi? Sosyalist devrim mi?” bu konu ilgisini çekiyormuş ve araştırma yapmak istiyormuş. Biz kendisine yaşı için ağır bir araştırma kitabı olduğunu söylemek isterken, babası – bu tür siyasi kitaplara çok ilgisi var, sürekli okuyor, bu konular ona yabancı değil- dedi. Tabi biz şaşırıyoruz. Bir diğer örnek ise Kollontai’nin kitabını gören 15 yada 16 yaşlarında genç bir erkek, elinde soru bankası kitaplarıyla geldi durdu. Kitabı eline aldı ve Kollontai’nin bu eserini okumadığını söyledi. Kitabı daha önce okumamızın özgüveni ile içerik hakkın da uzun uzun bilgi verdik. Kollontai’nin bir çok eserini okumuş. Kendisine tamamlayıcı olması için August Bebel’i önerdik, yine kitabı daha önce okumanın verdiği bir özgüven ile içerik hakkında bilgi verdik. Bebeli de okuduğunu Liebknecht’e hayranlık beslediğini ve araştırdığını söyledi. Aynı zamanda Lenin’i de okumaya başladığını söyleyerek ve iki tane Lenin kitabı aldı. Biz konuşmalarımız dışında ilgisine hayran olduğumuzu söyledik. Buna benzer başka örnekler anlatılabilinir.
İzlenimlerimiz sonucu şunu tespit edebiliriz: Bilgiye hızlı ulaşabilen bu yaş aralığındaki gençler dijital oyunlar oynama dışında bir arayış içinde. Kapitalizmin gelecekleri için alternatif olmadığını biliyorlar. Onlar da bir şeylerin iyiye gitmediğinin farkındalar ve bunun endişesini yaşıyorlar. Bunu değiştirebilmenin arayışı içinde oldukları görülebilir. İlk günden “Devrim Yılları 1905 Romanı”, “İşte Lenin”, “Ne Yapmalı?”, “Anarşizm mi? Sosyalizm mi”, “Kadın ve Sosyalizm” kitaplarının bir kaçı dışında tamamı bu gençler tarafından tüketildi. Tabi tek başına bu eserlere ilgi duymanın yeterli olmayacağını söyleyerek karamsarlık yaratmayı istemiyoruz. Bu önemli bir gelişme ve nereye evirileceğini yaşayıp göreceğiz ve söyleyebiliriz ki gençliğin umut dolu olduğu kuşku götürmez.
Günün sonunda yorulsak ta, yaşadıklarımızdan sonra bu yorgunluğa değmesinin rahatlığı içindeyiz. Sevgili dostumuz yazar-şair Adil Okay ve Mehmet Ali Güner ile Şerif Kaya’nın İmza günleri düzenlemeleri ve yakın çevrelerini standımıza davet etmeleri oldukça olumluydu. Dergimizin tanıtımına ve yazın alanında sundukları destek alkışlanmayı hak ediyor. Yine hemen her gün desteklerini esirgemeyen yeni tanıştığımız ve dergimizin yeni okurları arasına katılan diğer yayın emekçilerine de ayrıca teşekkür ediyoruz. Fuarda kimi eksiklerimizin de olduğunu söyleyebiliriz: Daha iyi hazırlıklı olmalıydık. Standa sergilenecek geniş bir külliyat ve çeşitlilik de gerekiyor. Bu eksikleri de tamamlarsak önümüzdeki senelerde daha iyi fuar etkinlikleri görebiliriz.
25.01.2023
GÜNEY