En kral samuray Amerikalıdır
Tom Cruise yapımcılığını kendi yaptığı bir filmle, kendine anıt dikmeye çalışan bir filmle karşınızda. Bu kez “son savaşçı”yı oynuyor.
ABD’nin kuruluşu döneminde Amerikan yerlilerine karşı beyaz kolonizatörlerin yürüttüğü yoketme savaşının utanılacak kahramanlarından biri olan “Captain Algren”in kendisini bulmasının öyküsü anlatılan.
Algren panayır yerlerinde Vinchester firmasının reklamını yaparak hayatını kazanırken, yaşadığı, ortak olduğu katliamların utancını alkolle boğmaya çalışan bir asker eskisidir. Öğrendiği meslek olan savaşçılığı “paralı asker” olarak sürdürmeye hazırdır. Japonya “modernleşme” sürecinde batılı bir ordu düzenine geçmek için askeri uzmanlar aramaktadır. Algren iyi bir maaşla modern Japon ordusunun kuruluşunda danışmanlardan biri olarak angaje edilir. Modernleşmeyi, Japonya’nın geleneklerinden bütünüyle kopma ve batılılaşma olarak kavrayan burjuva kesimleri ile, buna karşı direnen Japonya’nın eski değerlerine sahip çıkan kesim arasındaki çatışma, askeri alanda modern ordu ile buna direnen son savaçıların çatışması biçimine bürünür. Modern ordunun henüz yeterince hazırlıklı olmadan sürüldüğü ilk çatışmada, samuraylar ordu güçlerini darmadağın ederler. Henüz açık çatışmaya hazır olmayan modernite geleneğe karşı yenilir. Fakat artık bu geleneğin son zaferidir aslında, Algren samuraylara esir düşer. Gerçekte o da ÖZÜNDE samuraylar gibi gerçek bir “savaşçı”dır. Bunu gören samurayların şefi Katsumota Algren’i “düşmanını daha yakından tanıma” gerekçesi ile hayatta bırakır. Filmin önemli bir bölümü Algren’in görünürde kendine bütünüyle yabancı olan bir kültürle tanışması ve giderek bu kültürü kendi kültürü olarak da benimsemesi sürecini anlatır.
Algren ilkelere bağlı, arkadaşlığı, onuru her şeyin üstünde tutan gerçek savaşçı kişiliğine kavuşur. Ve samuraylarla omuz omuza kaybedileceği baştan belli bir son muharebede “Son Samuray” olarak savaşarak, ruh sağlığına kavuşur. Filmin sonunda hatta bu en samuray olan Amerikalı, güneşin oğlu Japon imparatoruna özüne dönmesi gerektiğini öğretir!
Film böylece yalnızca Tom Cruise’in kendine anıt dikmeye çalıştığı bir film değil, aynı zamanda Amerikalıların her şeyin (samuraylığın da gerekirse!!!) en iyisini yapacakları mesajı ile tamamlanan bir Amerikan övgü filmidir.
Teknik olarak özellikle dövüş ve savaş sahneleri başarılı, bir bütün olarak gördükten sonra hemen unutabileceğiniz, olmasa da olur bir film.
Tom Cruise hayranları için iyidir.
Savaş-dövüş filmlerinden hoşlananlar da görebilir.
ANUŞ PAZARCIYAN