2004 Oscarının efendisi
Üç yıldır, yıl sonunda gişe rekorlarına abone olan Yüzüklerin Efendisi’nin III. ve son bölümü, bundan önceki iki bölüm gibi büyük bir reklam kampanyası ile girdi piyasaya. Ve gişe rekorlarına yenileri eklendi.
Bununla da kalmadı tabii. 2004 Oscarı’nda Yüzüklerin Efendisi tam 11 dalda ödüle aday gösterildi. Aday gösterildiği tüm dallarda (En iyi sanat yönetmeni: Grant Major. Sanat Yönetmeni; Dan Hennah ve Alan Lee. Set Dekorasyonu; En iyi kostüm tasarımı: Ngila Dickson ve Richard Taylor; En iyi yönetmen: Peter Jackson; En iyi kurgu: Jamie Selkirk; En iyi makyaj: Richard Taylor ve Peter King; En iyi film müziği: Howard Shore; En iyi film şarkısı: “Into the west” Söz ve müzik. Fran Walsh, Howard Shore ve Annie Lenox; En iyi fotoğraf: Bari M. Osborne, Peter Jackson ve Fran Walsh; En iyi ses miksajı: Christopher Boyes, Michael Semanick, Michhale Hedges ve Hammond Peek; En iyi görsel efekt: Jim Rygiel, Joe Letteri, Randall William Cook ve Alex Funke; En iyi uyarlama senaryo: Fran Walsh, Philippa Boyens ve Peter Jackson; ve tabii bu kadar Oscardan sonra EN İYİ FİLM Oscarı da Yüzüklerin Efendisi’ne gitti.) Oscarı aldı. Oscarın tarihinde aday gösterildiği her dalda tüm ödülleri alan ikinci bir film olup olmadığını bilmiyorum. Fakat öyle bir tablo çıktı ki ortaya, en iyi yabancı film dalında “Barbarların İstilası” filmiyle Oscar ödülü alan Kanadalı yönetmen Denys Arcand teşekkür konuşmasında Akademiye Yeni Zellanda’da çekilen Yüzüklerin Efendisi’ni, en iyi yabancı film kategorisi içinde de aday göstermedikleri için teşekkür etti! Yüzüklerin Efendisi/Kralın Dönüşü 2004 Oscarında 11 ödülle böylece Ben Hur ve Titanic’in rekorlarını yeniledi.
Fakat bundan önceki iki yılda filmin diğer iki bölümünün aldığı 6 Oscar da eklenince, Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, sinema tarihinin en çok Oscarlı filmi haline geldi. Oscar eğer gerçekten en iyi film konusunda ölçü olsa, Yüzüklerin Efendisi bütün zamanların en iyi filmi.
Gerçek tabii böyle değil. Oscar gerçekte Amerikan sinemasının, o da bağımsız sinemanın değil, egemen Amerikan sinemasının, Hollywood’un kendi kendini ödüllendirmesi. Yüzüklerin Efendisi, Hollywood filminin dünya egemenliğinin ilanı. Yeni Zellanda’da Hollywood. Yüzüklerin Efendisi bu. Ve ödüllendirilen de bu.
Gişe rekorlarına yenileri eklendi ama, Yüzüklerin Efendisi’ne 11 Oscar verildi. Ama sinema açısından söylenen yeni bir söz yok. Peter Jackson birinci-ikinci bölümde yaptığını yineliyor: Yeni Zellanda’da kurduğu stüdyolarda büyük bir bütçeyle, teknik açıdan üstün çok kalabalık bir kadroyla çekilmiş bir Hollywood yapımı sunuyor bize. Üçüncü bölümde Yüzüklerin Efendisi nihayet tamamlanıp bitiyor. Hobit Frodo nihayet bir sürü macera ertesinde nihayet iktidar yüzüğünü, kötü iktidarın merkezindeki yanardağa, lavaya atıyor. Kral olmak istemeyen Aragon nihayet istemediği tahtına ve istediği ölümsüz sevgilisine (sevgilisinin ölümsüzlükten vaz geçmesi pahasına!) kavuşuyor. Onlar eriyor muradına…
Ya seyirci? İyilerle / kötülerin klasik kavgasını, kötünün kötü olduğunu dış görünüşünde ortaya koyan bir siyah / beyaz mantığı içinde seyre mahkum…
Bu arada yüzlerce milyonluk bütçeye sahip bir filmde olmaması gereken çok basit hataları bile izlemeye mahkum.
(İnternetteki bir sitede 100’ün üstünde film hatası sayılıyor. Biri var evlere şenlik: Aragon ve iyiler atları üzerinde kötülerin başkenti üzerine yürüyorlar. Şehrin kapısına geldiklerinde ve etrafları çirkin/kötü orklar tarafından sarıldığında bir de bakıyorsunuz atlılar yaya. Atlar nereye mi gitti?! Sormayın, o kadar kusur Yüzüklerin Efendisi’nde olur ancak!)
Mahkum mu…
Değil aslında. Sinemaya gitmeyebilir.
Ve gitmese iyi de yapar bence.
Anuş Pazarciyan