Zeyno
KÂRÊR (BİNGÖL)
Bingöl dağlarında ilk sosyalist Zeyno’yu kaç bilenimiz var Türkiye’de? 1977’de Muş’lu gençlerden duymuş olmasaydım ben de bilmemiş olacaktım Zeyno’yu…
Bingöl adı.
Ortaanadolu’nun kuzeybatısında kurulu bulunan Bingöl adı üstüne ora halkının anlattığı bir deyim var, şöyle: “Avcının biri silahını kapmış ava çıkmış. Bir çalının altından kalkan kekliği çekip vurmuş. Acıktığı için yolmuş yakınındaki göl’e batırınca keklik canlanıp uçmuş. Avcı şaşkın… Koşmuş hemen arkadaşlarına bildirmiş olayı. Birlikte aynı yere varmış bakmışlar ki o göl olmuş bin kadar göl. Avcıbaşı şöyle demiş o gün: ‘Arkadaşlar kekliğin batırıldığı göl hayat suyuymuş demek. Keklik canlanıp uçunca kanatlarından akan her damla su bir göl oluşturmuş. Gelin bu yörenin adını Bingöl koyalım…’” İşte o günden sonra buranın adı Bingöl olmuş kalmış.
Kârêr.
Kârêr Bingöl’e bağlı 9 köylü bir yerleşim alanıdır. Bu 9 köyden biri olan Şirnan’a vardım, köylülerle konuştum. Şirnanlılar Zeyno’yu ağız birlik şöyle anlattılar: “Zeyno 15 yaşında gurbete çıkmış. 6 yıl sonra köyü Şirnan’a bir bilgin olarak dönmüş, bakmış ki Kârêr’de ağalar türemiş, sekiz köyü ele geçirmişler, 9. köy Şirnan’ı da almak üzereler. Zeyno hemen kolları sıvamış, köylüsüne bildiğini anlatmış bir bir. Ardından silahlandırmış köylüsünü…
Ağalar bu olanları duymuş bir iyice sinirlenmişler. Ama silaha sarılamamışlar. Bilmişler ki silah patlarsa iki yönlü patlar, kara toprak kızıl çamura dönüşür. Zeyno bu yaptıklarıyla kalmamış, okuma-yazmayı da öğretmiş köylüsüne bir güzelce. Bununla yetinmemiş öğrendiği sosyalizmi de işlemiş köylüsüne bir iyice. Derken köy alanına bir de bir okul dikmiş kumlu-çimentolu… Okul hâlâ dikili.
Ağalar tüm bunları duyunca yeniden sinirlenmiş, bu kez tuzaklar hazırlamış Zeyno’ya-Şirnanlılara… Ama hiç biri tutmamış, Zeyno oluşan tüm tuzakları yoketmiş. Ağalar Zeyno’nun yenilir yutulur biri olmadığını öğrenmiş. Son çare Zeyno’yu ortadan kaldırmayı düşünmüşler bu kez…
Zeyno işine bakmış hep. Yıllar böylece gelmiş geçmiş 1940 olmuş. Köy Enstitüleri kurulmuş. Zeyno haber alınca hemen Şirnanlı çocukları almış Dicle Köy Enstitüsü’ne yerleştirmeyi de başarmış. Ve yıllar uzayıp geçmiş böylece. Ağalar durmamışlar hiç… Bir ara Zeyno’ya mahkemeden bir çağrı celp’i gelmiş, Zeyno al atına binmiş mahkemeye gitmiş. Zeyno’nun yolu iki dağ arasına sıkışmış bir dereden geçiyormuş. Zeyno dönüşte tam dereden geçiyormuş ki dağ yamaçlarından kurşun yağmuruna tutulmuş. Zeyno bu tuzaktan ilk kez habersizmiş. Zeyno’nun atı kurşun seslerini duyunca hemen iki arka ayakları üstüne kalkmış, ön ayaklarıyla kurşun sıkanları yumruklamış adeta. Bir de uzun uzun kişnemiş, sanki yardım çağırıyormuş gibi, sahibi ve kendisi yere düşünceye kadar.
72 yaşındaki Zeyno bir ara doğrulmuş, üzerine kurşun sıkarak gelen genç katillerden birini yakalamayı başarmış, öteki katiller arkadaşlarının kellesini zor kurtarmışlar Zeyno’nun güçlü ellerinden. Katiller sonradan öldürülenin Zeyno olduğunu öğrenmiş, üzülmüş, kahrolmuşlar. Sonra gitmiş kendilerini kiralayanların evlerini başlarına yıkmış yakmışlar.
Zeyno’nun mezarı, Şirnan köyünün kuzeybatısındaki kutsal söbe tepesinin üzerinde dimdik ve de taptaze gibi duruyor. Gittim, önünde eğildim bir zaman. Bu arada Romi Güreş gelir Şirnan’a, gurbetten. Yeni şık giyimiyle ilgi çeker köyde-çevrede. Ağalar duyunca buna da sinirlenmiş. Romi Güreş’i bir ara sıkıştırıp, “Sen bizim gibi giyinemezsin, derhal çıkar şu elbiseleri üstünden” denmiş bir de dövmüşler Romi Güreş’i bir iyice.
Zeyno’nun ektiği tohum yeşermiştir… Romi’nin başına gelenleri duyan Kazo çıkmış ortaya bu kez… Kazo ağalardan birini vurmuş içeri girmiş. Ardından öteki ağalara mektup göndermiş. “Çıkın gidin topraklarımızdan, yoksa mapustan kaçar kökünüzü yakarım…” Ağalar pek oralı olmamış mektubu yırtmış atmışlar. Bir zaman sonra Kazo kaçmış mapustan. Ağalar duyunca hemen Kazo’ya haber salmışlar. “Tamam, sen kazandın, çıkıp gidiyoruz, bize 15 gün izin ver…”
Zeyno’nun 6 çocuğundan biri olan Abidin’le konuştum,
– Bu ortamı nasıl buluyorsun Abidin kardaş?
– Biz iyiyiz, hükümetler değil!
– Ağalık duruyor mu hâlâ Kârêr’de?
– Ağanın a’sı yok burada, bilinç var!
– Çoğunluk oylarınız hangi partiye gidiyor?
– Olsaydı sosyalist partiye giderdi, ötekilere yok!
– Kesin gibi konuşuyorsun.
– Kesindir şaşmaz!
– Neyle geçinirsiniz?
– Hayvancılıkla…
Şöyle bir baktım Abidin’e, uzun boylu, geniş omuzlu, iri elli, uzun kollu, sert bakışlı, siyah kıvırcık saçlı, gür bıyıklı, baktığını etkisi altına alabilen biriydi Abidin…
Düşündüm, Zeyno da böyle biri miydi ki?! .
AŞIK İHSANİ