Değerli Güney Okurları,
Yeni bir dergiyle sizlerleyiz…
Bizim açımızdan bu sayımız biraz özel oldu…
Bu sayımızı ölümün aramızdan çekip aldığı Güney dostlarını, bir dönem bizimle yol yürüyen yol arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı anarak başlıyoruz… Kimler mi onlar? Abuzer Karakoç, A. Kadir Konuk, Ali Yavuz Çengeloğlu, Cafer Cankar, Cem Emir, Doğan Akhanlı, Doktor Musa, Erdoğan Egemenoğlu, Ferit Küçük, Hazal Züleyha Şahinkaya, Kâzım Işık, Kemal İbiş, Mürüvvet Cacım, Nâzım Düzenli, Recep Savaş, Selçuk Alp, Yavuz Aközel, Yusuf Yoldaş…
Onlar, dergimize yazınsal ürünleriyle katkı sunmuş olan… çeviri, düzeltme… gibi işlerimize el atmış, teknik destekte bulunmuş, dijital dünyaya açılmamızda ilk adımları atmış olan… dağıtım gibi pek de “görünmeyen” ve ama “olmazsa olmaz” işleri yapmış olanlardı… Onlar, yaşamlarının bir kesitinde Güney kolektifinin parçaları olan, düşünceleriyle, ürünleriyle, becerileri ve yetenekleriyle… ortak mücadeleye katkıda bulunanlardı… Onlar hiçbir çıkar gözetmeden, karşılık beklemeden işçiler, emekçiler, ezilenler için gerçek dünyayı cennete çevirmeye talip olanlardı… “Bana yeter / yirminci asırda olduğum safta olmak / bizim tarafta olmak / ve dövüşmek yeni bir âlem için…” (Nâzım Hikmet) diyerek mücadeleye omuz verenlerdi… Geçici bir hevesle değil, bir ömür boyu dövüşerek… “Ben” değil, “biz” olmayı seçenlerdi onlar…
Ta ki, ölüm onları aramızdan çekip alana kadar…
Gittiler… Bedenen aramızda değiller… Ama yaptıklarıyla, geride bıraktıklarıyla, anılarıyla aramızdalar..
Bir dönem dergimizin Genel Yayın Yönetmenliğini yapan, anda Avrupa Temsilciliği görevini yürüten İlyas Emir’in önerisi ve desteğiyle bu sayımızı çeşitli dönemlerde dergimize katkıda bulunan, birlikte yol yürüdüğümüz, yoldaşlık yaptığımız… ve ama ölümün bizden çekip aldığı Güney dostlarına adıyoruz…
Bu sayımızı onlara adayarak, Güney için bir dönem emek vermiş ve ama bedenen aramızda olmayan dostlarımızı yâd etmek, onlara saygımızı bir kez daha göstermek… anıların bir kez daha canlandırılmasına vesile olmasını istedik. Bu nedenle bir farklılık yaratmak adına, dergimizin iç sayfalarına bu sayıya mahsus olmak üzere ikinci bir renk ekledik.
Bu sayımızda da sizlerden gelen ürünlere sayfalarımız elverdiği ölçüde yer verdik. Dosyamızda yayınlanmayan ürünler var ve ama bu yeni ürünlerin gönderilmesine engel değil. Yeni ürünlerinizi bekliyoruz.
Bir önemli noktaya dikkat çekmek istiyoruz: Geçen sayıya kadar İsviçre dağıtımını dağıtımcı firma üzerinden yapıyorduk. Bunu teknik nedenlerden dolayı sonlandırdık. Aslında dağıtımla ilgili sıkıntılar sadece bu ülke ile sınırlı değil… Başka yerlerde de dağıtımla ilgili sıkıntılar yaşanıyor. Bunları aşmanın en iyi yolunun abonelik sistemi olduğunu düşünüyoruz. Gerek İsviçre’de gerekse diğer ülkelerdeki okurlarımıza abone olmalarını öneriyoruz.
Yine her Güney okurunun aynı zamanda aktif bir Güney dağıtımcısı olması talebimizi de yineliyoruz. Dağıtım en önemli sorunlarımızdan birisidir ve bu sorunu aşmak için okurlarımızdan dergimizin dağıtımına aktif katkıda bulunmalarını talep ediyoruz.
Bu arada aramıza yeni katılan Güney dostları var…
Kendisini Güney kolektifinin bir parçası olarak gören ve yazınsal ürünleriyle dergimize katkı sunan arkadaşlarımıza “Aramıza hoşgeldiniz…” diyoruz. Bu dileklerle yeni sayıda buluşmak üzere…
Hoşçakalın..