yalın ayakla ve yırtık lastikle koşan çocukları gördünüz mü?
elleri ve yüzü çamura sıvanmış küçük bedenleri
gözleri çakır çakır esmer çocukları
gün doğmadan bir dağdan öteki dağdaki okula gitmeye çalışan çocukları
kar kış, boran fırtına demeden yolları revan olmuş o minik ayakları
okula ulaştığında elleri ve ayakları donmuş çocukları
biraz ısınmak için sobaya yanaşırken sobayı dahi üşüten çocukları
çoraplarında gölleri dahi kıskandıracak kadar su biriktiren çocukları gördünüz mü?
..
doğarken kulağına fısıldanan dil ile değil de
yabancısı olduğu dil ile okumak zorunda kalmış çocukları
avuçlarında sonradan öğrendiği dilin izlerini taşıyan çocukları
tek kitapla ders gören
ve bir odada üç ayrı sınıfla okuyan
kalemini sonuna kadar kullanan çocukları
gördünüz mü?
..
öğlen arası kuytuda salçalı ekmeği kavurma niyetine yiyen çocukları
yüreği kürtçe dili türkçe olan çocukları gördünüz mü?
..
şimdi mevsim yaz
benim ise ayaklarım üşüyor