BİR HOŞ
Yolum vardı ey can, yarin bağına
Çiçeği has kokar, yaprağı bir hoş
Gönül turab olur cânân uğruna
Nefesi gül kokar, gülüşü bir hoş
Ferhad misal çıktım gönül dağına
Toprağı has kokar, bulutu bir hoş
Kurbandır şu ömrüm yârin hatrına
Sedâsı can okşar, susuşu bir hoş
Peymâniyem aceb yeter mi vâdem
Gidiyorum yâre yol kadem kadem
Varamaz da eğer ölürsem ne’dem
Varlığı şâd eder, hayali bir hoş
DERT SENDE DERMAN SENSİN
Beni saldın derin derde
Söyle hele çâre nerde
Aradım bir ömür boyu
Bulamadım yerde göğde
Coşkun akan selde midir
Esip geçen yelde midir
Bilmediğim elde midir
Söyle hele çare nerde
Kitapda mı sözde midir
Zâhirde mi özde midir
Cümlede mi cüzde midir
Söyle hele çare nerde
Peymâni der yorma kendin
Tüketme boşa nefesin
Ne Kâbe’de ne İncil’de
Dert sende derman sensin
HOŞ GELDİN CANANIM
Gülüşü gönlüme yazı getiren
Kurumuş bağımda güller yetiren
El vurup yâreme acım dindiren
Hoş geldin cananım sefa getirdin
Zarif edasına hayran olduğum
Sadasın duydukça aşkla dolduğum
Hüsn û cemaline baka durduğum
Hoş geldin cananım sefa getirdin
Pişmaniyem düştüm aşkın demine
Pervane olayım yârin şemine
Nihayet eriştim sevda cemine
Hoş geldin cananım sefa getirdin
NİCE BİR ZAMAN
Dalmışam ey dost umman-ı aşka
Ağlayı dururum feryadım yaman
Bu nasıl derd imiş sızısı başka
Yanarım tüterim nice bir zaman
Kim nerden bilecek ahvâl-i ahirim
Zemm etmesin kimse halim zahirim
Nar-ı aşka düşmüş can-ı tahirim
Yanarım tüterim nice bir zaman
Peymâni bu derdin var mı çaresi
Kanatır gönlümü aşkın yâresi
Tutuşmuş canımın her bir zerresi
Yanarım tüterim nice bir zaman
NİYEDİR NİYE
Terk edip sefâyı yola düştüğü
Çöller geçip zorlu dağlar aştığı
Zahmet deryâsından sular içtiği
Bir sor ki efendim, niyedir niye
Tutup dest-i bâdı il il göçtüğü
Zulmet odlarında tenden geçtiği
Kolayını koyup zoru seçtiği
Bir sor ki efendim, niyedir niye
Hâkim-i zalime göğsün açtığı
Tamah u haristen uzak kaçtığı
Canı bahasına ışık saçtığı
Bir sor ki efendim, niyedir niye
Peymâniyem budur işin esası
Yolu aydınlatır ilmin ziyâsı
İnsan-ı kâmil n’etsin atlas libâsı
Bir sor ki efendim, niyedir niye
SOR ETTİM
Bulurum deyi düştüm yollara
Cevâbı ararken suâli unuttum
Geçtim ovaları çıktım dağlara
Zâhiri ararken meâli unuttum
Musa’ya sor ettim Tevrat’ta dedi
İsa’ya sor ettim İncil’e bak dedi
Muhammed Mustafa Kur’an’da dedi
Doğruyu ararken yanlışı unuttum
Destur isteyip de içeri girdim
Azalacak yerde büyüdü derdim
Açtım yüreğimi önüne serdim
Tanrı’yı ararken kendimi unuttum
Peymâni at kitabını yık yapısını
Sor kimden almış hak tapusunu
Sual nerde ise cevâb ordadır
Çal akıl dergâhının nur kapısını