Seni var eden bulutlar,
şimdi cesedini örtmeye çalışıyor
isteksiz bir utançla
yaşam sunabildiklerinin içindeki boşlukları izleyerek.
Boşluk…
koskocaman bir boşluk…
Artık sana bir benlik var edebilmeleri yanıtsız bir soru şimdilik
Sadece pişman olmamak için ağlıyorlar,
keşkelerinden artırdıkları kağıtları katlayarak
Üzerinden geçen göçmen kuşlar parçalara böldüler seni
herbir parçan ayrı bir durak
geç kalan medeniyetin
kazançlı paydos zillerine.
Televizyonlarınızda Görkemli Yapılar Belgeseli
celladının kibrini kusarken nazikçe
vurulmuş uzanır cesedin betonlar arasında
ve parıldar kazançlarınızın sayıları
en yüksek
en büyük
en uzun
en ensiz bakışlarınızla.
dört bir yanımda, dört ölüm sözünüz
büyürsünüz
çoğalırsınız
bir koyar on alırsınız
Siz serpiştiredurun kendi ölü toprağınızı
dört dörtlük açılır dağlarımızda her bahar
Kutsal savaşçı;
önün ardın ölülerle dolu
artık çığlık atmak yok
sana verebileceğimiz madalyonlar
rüzgarla savrulan boş kelebek kozalarıdır ancak
bundan böyle yataklarını
attığın çığlıklar değil
boğduğumuz anılardan utanan ihanetimiz dolduracak.