Ölmesek kimsenin duymadığı yerde vakitsiz
belki otlar tutuşmazdı
Ellerimizle kazmasak bu çorak ve kimsesiz toprağı her sabah
Her akşam tırnaklarımızın arasında sızılı bir ninni söylemesek
Süte gelmezdi bu yoksul memelerimiz ağlayan çocuklara
Ekmek, tuz ve umut kokmazdı soframız.
(Bulutlar rahminden kanamazdı
Güvercinler susuz kalırdı)
Ölmesek büyümezdi bu büyük kavgası insanlığın yeryüzünde
Yeniden doğurmasak çığlık çığlığa her gün bu hayatı
Bu paslı zincirleri tek tek kırmasak yoksul rüyalarımızda
Savrulur giderdi örgülü saçlarımız unutulmuş bir arka sokakta
Ekmeğe, tuza ve umuda hasret.