20 Yıl x 2 = 40 Fotoğraf
Fotoğraf sanat mıdır, değil midir tartışmalarının yapıldığı yıllar öncesinde,bir grup arkadaşla, yoğun sanat aktivitelerinin izlenimiyle, fotoğrafı da bir sanat olarak ele alıp, kafa yorduğumuz zamanlardı. Çoğu fotoğrafçı, sanat yapma kaygısıyla, fotoğrafın gerçek yüzünden uzaklaşıp, kısır bir döngü içerisinde kaybolup gitti. Şimdilerde, biraz uzağında kaldıysam da, görebildiğim kadarıyla, bu sanat işlerini pek kafaya takmadan fotoğraf çekilmekte. Ünlü fotoğrafçı Ara Güler’e ısrarla, sen bir sanatçısın deseler de, o da ısrarla, ben foto muhabiriyim der. Der de, yine de yüzünde muzip bir gülümsemeyle, bunların ilerde belli olacağını söyleyip, denilenleri onaylama havasındadır.
İşte biz bunlarla iştigal ederken, bulunduğumuz derneğe ara sıra uğrayıp, hemen bir yerlere kaybolan, boynundaki fotoğraf makinası her an göreve hazır bekleyen bir arkadaşımız olan Ali Öz’ün geçtiğimiz günlerde bir fotoğraf kitabı yayınlandı. 20 yılda çektiği sadece 40 fotoğrafı bu kitaba sığdırabildi. Türk fotoğrafçılarını uygun maddi koşullarda kitaplaştırmayı hedefleyen Antartist Yayınevi’nin yapacağı pek bir şey de yok. Fotoğraflarını “politik belgesel” olarak tanımlayan Ali Öz’ün fotoğraflarını bir masaya yatırsak, 80’li yılların başından günümüze kadar Türkiye’nin politik haritasını gözler önüne serebiliriz. Bu 40 fotoğraf bunu başaramasa da yarattığı etkiyle nasıl bir hazinenin parçaları olduklarını göstermekteler.
Ali Öz’ü kısa bir şekilde tanıtmaya kalkarsak şunları diyebiliriz. 1979 yılında fotoğrafla uğraşmaya başladı. Ankara Siyasal Bilgiler Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Yüksek Okulu’nu bitirdi. Kooperatifçilik ve sendikacılıktan sonra, gazetecilik hayatı başladı. Nokta, Güneş, Milliyet, Cumhuriyet, Aktüel, Tempo gibi dergi ve gazetelerde çalıştı. En son Birgün gazetesinin çıkmasında çok emeği geçti. Halen serbest olarak foto muhabirliğini sürdürmekte. Yurtiçi ve yurtdışında sergi ve dia gösterileri düzenledi. Aralarında, Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Başarılı Gazetecisi, Gazeteciler Cemiyeti dergi dalı’nda Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülü, Foto Muhabirleri Derneği Kültür Bakanlığı Özel Ödülü gibi bir çok ödül ve plaketler kazandı.
Yurtdışında da fotoğraf çeken Ali Öz, oralarda da çalışan, üreten, zulme uğrayan insanı görüntüledi. Bir çok meslektaşı gibi sadece bir olayı saptamayı amaç edinmedi. Doğru açıyı, çerçeveyi, ışığı bulmak için o keşmekeşte iyi fotoğraflar çıkarmayı bildi. Lafı daha fazla uzatmayıp, Ali Öz’ün sözüyle noktalayalım:
“İnsan açlığa katlanabiliyor ama sevgisizliğe, tutkusuzluğa ve amaçsızlığa katlanamıyor. Benim de insan sevgimin odaklandığı en dolaysız ve en somut bir sesleniş aracı oldu fotoğraf sanatı.”
GÜLTEKİN ALKURT, 22 Eylül 2005