“Sarısız ve turuncusuz mavi yoktur.”
Vincent Van Gogh
“Öyle çok budalalık yayıldı ki yeryüzünde, insanlar inanır oldu her söylenene, kanıt bile istemeden.”
Dante Alighieri
birikiyorum, okuya okuya birikiyorum
yapraklarım kekeç dallarda hışırdıyor
tohumlarım italik suslarda birikiyor
ayın ağzında Van Gogh sarısı, ayçiçekleri
ressamların da şiir bilgisi vardır
şiir! insan seline obua çalar
ve ayaklarımızın altından bir mevsim daha çekilir
vuruştum, acımı dile döktüm
kendimi sınadım ve öyle büyüdüm
yaşanmışlıkların kırsalına inip–
bir tütsü yaktım -bir cigara- bin tütsü daha
cigaram meledi, denize tuz döktüm
içimdeki kristal küre buzlanmasın diye
yılmaz göğsüm, göğüs kafesimdeki kuş
göğüne maya çalar hece hece acıların
şiirler, öyküler, romanlar kadar sürükleyici
çapraz kuşkularımın çelişki çeşitliliği
kaplumbağalarımı yemledim
ve yüzümü şiirin kaburgasına bastım
işte o son at! asfalt düzlükte–
sisin kuartet namlusundan ezgiler
dört ana yön ve deprem –kükreyen
kalbime doğru bunayan turuncu ölüm
ağrım! iki mavi parantezin arasına sıkışmış
Araf’tayım! gölgemin gözleri kanlanıyor
parmak uçlarımda Şaolin kompleksi, Hyperion
dudak payım azınlık! Hypetia, kitaplarım
her şey müphem! sel sonsuza uzayacak ya
beynimdeki sahnede Dantevari komedya