1937/1938 yıllarında Dersim’de, Dersim’e “medeniyet götürme” maskesi altında gerçekleştirilen katliamda 50 bin ile 90 bin arasında insan katledildi. Resmi verilere göre 13 binden fazla insan öldürüldü. 12 bin kişi batı illerine sürgün edildi. Katliamdan kurtulan küçük kızlar, ailelerinin katliamında yer alan askerlere “evlatlık” verildi. Dersim’li kayıp kızların sayısı bilinmiyor.
Dersim’li kayıp kızların öyküsü, “İki tutam saç, Dersim’in kayıp kızları” adlı belgesel film ile perdeye yansıdı.
Yönetmen Nezahat Gündoğan’ın Adıyaman, Dersim, Bursa ve İstanbul’da, üç yıl boyunca yaptığı çalışmalar sonucu çektiği “İki tutam saç, Dersim’in kayıp kızları” adlı belgesel filmin galası, 2 Mart günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapıldı. Hıncahınç dolan salonda, onlarca kişi ayakta kaldı.
Önce senarist-yönetmen Sırrı Süreyya Önder sahneye çıktı. Şunları söyledi: “Bu film henüz kurgu aşamasındayken Nezahat bana filmi izletti. Ben de kendimce önerilerde bulundum kurgusuna dair. Birkaç değişiklik yaptık ama biz ne yaparsak yapalım filmin hikayesi sarsıcılığından bir şey kaybetmedi. Bu ülkede her şey olabilirisiniz ama kendiniz olamazsınız. Türkiye’nin siyasi tarihi bunun üzerine kurulu.” Sırrı Süreyya Önder bu tür acıların bir daha yaşanmamasını dileyerek sözü Nezahat Gündoğan’a bıraktı.
“Yüzleşilmesi gereken bir tarih vardı. Dünyada ne yazık ki birçok benzerlerinin yaşandığı katliamlarla yüzleşmek gerekliydi. Ben de içinden geldiğim, bildiğim kültürün, Dersim’in hikâyesinin peşinden gittim. Dersim’in karanlık tarihine döndüm. Bir anlamda öykü beni buldu. Yaptığımız sözlü tarih çalışması sırasında konuştuğumuz Dersim’li kayıp kadınların yaşadıkları bu filme dönüştü.”
Nezahat Gündoğan Dersim’li kayıp kızları, iki tutam saçın hikayesini anlattıktan sonra gösterime geçildi.
Belgesel filmde Dersim katliamında rütbeli askerlere verilen kayıp kız çocuklarının öyküsü, Huriye ve Fatma hanımın öyküsü, askerler tarafından alınışları, götürülüşleri, yaşamları ve ailelerine kavuşma süreci anlatılıyor. Belgeselde köklerini arayan başka kadınlar ve kızlarını arayan başka ailelerin de duygu ve düşünceleri de işleniyor.
Kendisine kaybolan ablasının adı verilen Şemsi Karakoç iki ayrı bez parçasına sarılı iki tutam saçı gösteriyor. Annesinin kayıp olan iki ablasının kâküllerinden kestiği iki tutam saçı nasıl sarıp sarmaladığını ve ölene kadar da boynunda sakladığını anlatıyor.
Belgesel filmde, 37/38 Dersim dönemine ait belgeler, fotoğraf, film de yer alıyor.
Gösterimin ardından Kazım Gündoğan “Bu salondan çıkanların kendi yüreklerine iki tutam saçı bağlayarak buradan ayrılmalarını umuyoruz” dedi.
Dersim’li kayıp kızlar belgeseli, 37/38’de Dersim’de yaşanılan dramın beyaz perdeye yansıtılması ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından oldukça yararlı bir çalışma olmuş. Nezahat Gündoğan Munzur Akmazsa belgeselinde olduğu gibi bu belgeselde de iyi bir iş kotarmış.
2 Mart 2010