Documenta 1
(15 Temmuz-18 Eylül 1955)
Konu: “XX. Yüzyıl Sanatı”
Dünyanın en kapsamlı modern sanat sergisi konumunda olan Documenta’ların birincisi 1955 yılında düzenlendi. İlk Documenta’nın öyküsü oldukça ilginçtir.
Daha sonra Kassel kentinin adını bütün dünyada sanatseverler içinde tanıtan Documenta başlangıçta daha çok Almanya’ya ve Almanlara yönelik ve aslında sürekli hale getirilmesi planlanmayan bir sanat sergisi olarak düşünülmüştü. Ve aslında bu sanat serigisi 1955’te Kassel’de düzenlenen “Federal Almanya Bahçe/Botanik Sergisi”ne ek olarak düşünülmüştü.
1955’te, Kassel’de düzenlenecek olan “Federal Almanya Bahçe/Botanik Sergisi”nin genel planlanmasından sorumlu Hermann Mattern, bu “doğa sergisi”nin, bir çağdaş sanat sergisi ile tamamlanmasının doğru olacağı önerisini getirdi. Kassel Güzel Sanatlar Akademisi’nde Herrmann Mattern’la birlikte öğretim üyesi olan Arnold Bode Mattern’in bu önerisini hayata geçiren kişi oldu.
(Arnold Bode 1900-Kassel doğumlu bir ressam, mimar ve yontucudur. Sanat ve zanaat arasındaki ayrılığı ortadan kaldırmaya çalışan akımın içinde yer almış, 1928’den 1933’e dek Berlin’de “Zanaat Öğretmenleri Semineri”nde çalışmıştır. Nazi’lerin iktidara gelmesiyle birlikte klasisizm dışındaki tüm sanat akımları, arayışlar “yozlaşmış” sanat ilan edildiğinde Bode mimar olarak çalışmaya başlamış, İkinci Dünya Savaşı sırasında kışla inşaatları yapmıştır.
1946’da, Kassel’de 1931 yılında dünya ekonomik krizi sırasında kapatılan Güzel Sanatlar Akademesi’nin yeniden kuruluşuna öncülük etmiştir.
Bode ilk Documenta’yı Kıta Avrupası’nın kamuya yönelik ilk müze binası olan Friedericianum’da (1769-79) düzenlemiştir. Sergi Bode tarafından “Almanlar için ders” olarak düşünülmüş ve planlanmış, Documenta 1’de ağırlıklı olarak Nazi Almanyası’nda “yozlaşmış” ilan edilen sanat akımlarının eserleri sergilenmiştir.
Kübizm, Ekspresyonizm, Yeni Nesnellik, Konstrüktivizm, Sürrealizm, Soyutçuluk akımlarından kimi sanatçıların 20. yüzyılın ilk elli yılında resim ve plastik alanında yarattığı eserlerden örnekler sunulmuştur.
Bu birinci Documenta’da toplam 13 ülkeden 148 sanatçının 670 eseri sergilenmiştir.
Toplam 134 bin 580 ziyaretçi sergiyi gezmiştir.
Documenta 2
(11 Temmuz – 11 Ekim 1959)
Konu: “Enternasyonal Sanat Sergisi”
İlk Documenta’nın göreli büyük başarısı, sergi düzenleyicilerini sergiyi belli aralıklara tekrarlayıp, ona uluslararası modern sanattaki gelişmeleri izleyip, belgeleyen bir süreklilik kazandırma düşüncesi ve planına götürdü.
O dönemde, geçmişteki “günahlarından” arındığını göstermek için çabalayan Alman egemen sınıfları açısından da kendilerine doğrudan zarar vermeyen, tersine geçmişte yozlaşmış ilan edilen sanatla barıştıklarını, “uygarlaştıklarını” göstermelerine de fırsat sunan Documenta devlet desteğini de kazanınca artık kurumlaştı.
Yine de serginin doğrudan devlet propoganda aracı olmaması, sanatsal yönetimde bağımsız olunabilmesi için –ilk serginin “mucitleri” Bode ve Hafmann’ın ısrarlı çabalarıyla– serginin tüm sanatsal planlaması ve gerçekleştirilmesi sanatçılardan oluşan bir “Düzenleyiciler Kurulu”na verildi.
Documenta 2’nin düzenleyiciler kurulunun başkanı Arnold Bode’ydi. O, serginin hem sanatsal yönetmeni, hem de sergi mimarıydı. Werner Hafmann resimden sorumlu planlamacıydı; Eduard Trier plastikten sorumlu planlamacı, Heniz Stünke grafikten sorumlu planlamacıydı.
Friedericianum’a sergi mekânı olarak Orangerie ve Bellevue Sarayı da eklenmişti.
Documenta 2’de ağırlıklı olarak resim, plastik ve grafik alanında 1945-1959 arası yaratılmış çoğu soyut (abstrakt) eserler sergilendi.
23 ülkeden 326 sanatçının toplam 1770 eseri eseri sergilendi.
Sergiyi 137 bin sanatsever ziyaret etti.
“Modern sanat bugün artık insanlar arası ilişkileri zenginleştirmenin temeli haline gelmiştir. (…) Modern sanatın yaşama bakışı, onun ifade tarzları ve algılanışı belki romantik çağından bu yana düşünülen dünya kültürüne bir gerçeklik kazandırmıştır. (…) O insanlık kültürünün ilk model hali olarak kabul edilebilir.”
(Werner Haffmann, 1945 sonrası resim üzerine, Documenta 2’nin sergi kataloğunda.)
Documenta 3
(27 Haziran – 5 Ekim 1964)
Konu: “Yüz günlük müze”
Documenta 3’te “düzenleyici kurul” başkanlığı Arnold Bode’nin elindeydi. O hem sanat yönetmeni ve hem de sergi mimarlığı görevini üzerlenmişti. Werner Hafmann resim ve karalamalardan sorumlu planlamacı idi.
Sergi mekânlarına Kassel devlet sanat kolleksiyonu galerisi de katılmıştı.
21 ülkeden 298 sanatçinin toplam 1414 eseri Documenta 3’te sergilendi.
Documenta 3’e 200 bin ziyaretçi katıldı.
Documenta 3’te ilk kez bilinen klasik sergileme usulleri dışında yol ve yöntemler denendi. Örneğin Ernst Wilhelm Nay’ın resimleri duvarda asılarak değil, tavandan sarkıtılarak sergilendi. Henry Moore’un heykelleri müzede değil, açık alanda sergilendi vb.
Documenta 3’ün genel yaklaşımı Werner Hafmann tarafından şöyle ifade ediliyordu:
“Documenta’nın üzerinde yükseldiği temel, sanatın önemli sanatçıların yaptığı şey olduğu düşüncesidir. Documenta tek tek kişiliklere dayanmaktadır.”
Bu aslında modern sanatı savunma adına, sanatın her türlü toplumsal işlevden koparılması, onu toplumun adeta dışında/üzerinde vb. görülen “önemli” birey sanatçının, az sayıda seçkin özel izleyicilere bir şeyler anlatabilen –veya anlatmayan, bu da farketmiyordu– özel ilgi alanı olarak görüldüğü anlamına geliyordu.
Documenta 4
(27 Haziran – 6 Ekim 1968)
“Enternasyonal Sergi”
Documenta 4’ü, üçüncüsünden ayıran en önemli değişikliklerden biri, Documenta’nın düzenlenmesinde oldu. Düzenleme işi kolektif bir temele oturtulmaya çalışıldı. Düzenleme/seçicilik işi kurulan bir “Documenta Konseyi” tarafından üzerlenildi. Bode bu konseyin başkanıydı fakat artık daha önceki Documenta’larda olduğu gibi –Hafmann’la birlikte– neredeyse tek başına belirleyici konumda değildi.
Documenta 4’te 17 ülkeden 150 sanatçının, 1960-1968 yılları arasında yarattıkları toplam 1000 eseri sergilendi.
Pop-art, minimal art gibi yeni akımlar sergide kendilerini gösterdiler.
Resim yanında Documenta 4’te “environment” (mekân sanatı) ve “multiples” (değişik alanları içiçe sokan “çoklu”) bölümler de önemli yer kapladılar.
Documenta 4’le birlikte artık sergi retrospektiv (geriye dönük bakış, sergiye kadar olan dönemde yaratılmış olanların sergilenmesi) bir nitelikten de uzaklaşmaya başlıyor. Sanatçılar yer yer izleyicide doğrudan yaptıklarının parçası haline getiren ve değişken olan gösteriler, enstalasyonlar gerçekleştiriyorlar.
Modern sanatta , toplumdaki gelişmelere de bağlı olarak, yeni biçimlerle somuta, güncele yakınlaşma, sanata toplumsal bir işlev yükleme eğilimi açıkça kendini göstermeye başlıyor.
Ancak bu değişiklik, yenilenme bir dizi devrimci sanatçının ve genelde toplumdaki devrimci değişmenin, gelişmenin hızına yetişemiyor. Documenta tüm yenilenmelere rağmen, kurumlaşmış dar korsasından dışarı çıkamıyor.
1968’de öğrenci hareketi ve onunla birlikte hareket eden ilerici-devrimci sanatçılar, Documenta’yı bir dizi “happening” eylemiyle protesto ve rahatsız ediyorlar.
Documenta seçiciler kuruluna ağır eleştiriler yöneltiliyor. Özellikle sergilenen eserlerin ABD ağırlıklı olması eleştiriliyor. Eleştiriciler Documenta 4’ü “americana” olarak adlandırıyorlar.
Documenta 4’ün sanatçılarından Georg Jappe bunu “Documenta’nın krizi” olarak adlandırıyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Krizin gerçek nedeni, tüm kurumların sorgulandığı ve tasfiye edildiği bir dönemde, sorgulanamaz bir kurum olarak hareket etmesinde aranmalıdır.”
Documenta 5
(30 Haziran – 8 Ekim 1972)
Konu: “Gerçeğin sorgulanması – Bugünkü resim dünyaları”
Documenta 5’in örgütlenmesinde, ilk üç Documenta’da pratikte uygulanan, fakat hiç bir zaman açıkça ilan edilmeyen “tek başına sorumlu sanatsal yönetmen” ilkesi ilan edildi ve Harald Szeemann Documenta 5’in “genel sekreteri” olarak sergiyi düzenledi. Bazon Brock planlama yardımcılığı yaptı ve Documenta 4’te kurduğu “İzleyici Okulu”nu, Documenta 5’te de yeniden açtı. “İzleyici Okulu” aslında sanatın ne olduğu, ne olması gerektiğinin sürekli değişen bir forumda sürekli yeniden sorgulanıp tartışıldığı bir “okul”du.
Documenta 5’te 21 ülkeden 222 sanatçının 1100 sanat eseri, filmi, performans gösterisi sergilendi. Ayrıca 1500’e yakın günlük kullanım resmi (televizyon resimleri, gazete resimleri, aile albümünden fotoğraflar vb.) ve eşyası sergilendi.
“Concept art”, fotorealizm, trivialemblamatik (ya da kitsch), “bireysel mitolojiler”, siyasi propaganda, bilim-kurgu, reklam gibi güncel sanat eğilimleri Documenta 5’te kendilerine yer buldu. Sanat eseri ile, günlük kullanım resimleri ve malzemelerinin aynı mekânlarda yanyana sergilenmesi, “Sanat ne?”, “Sanat eseri ne?” tartışmasına yeni katkılar sundu. Ayrıca sergilenen “akıl hastalarının resimleri” de karşılaştırma yapmak için, “sanat” ve sanat anlayışının sorgulanması için fırsatlar sundu.
Documenta 5, sanat konusunda daha önceki Documentalarda var olan “objektif” olma iddiasından uzaklaşan sergi oldu. Documenta 5’in yöneticisi Harald Szeemann; “Sanatla bağıntılı olarak yapılacak her seçim subjektif olmak zorundadır. Ne kadar subjektif olursa o kadar iyidir.” diyordu. Bu bir yanıyla Documenta 4’e yönelen eleştirilere de bir cevaptı. Sanatta seçim konusunda tek kriter tek seçicinin subjektif beğenisi olarak ele alındığında, bu ilan da edildiğinde, getirilen her eleştiri en başından eleştirenin subjektif beğenisi ile eleştirilenin subjektif beğenisi arasındaki farktan kaynaklanır ve eleştiriden geriye beğeni farkının ifadesinden başka br şey kalmaz.
Fakat Documenta 5 aynı zamanda objektif olma iddiasından vazgeçen, bütün sorumluluğu tek seçicisinin omuzlarına yıkan, kendini eleştiri üzerine çıkaran tavrıyla, yeniye-deneye açıklığı da en fazla gerçekleştiren Documentalardan biri oldu.
Sergi önemli ölçüde müzesel sergi salonlarının dışına da çıktı; resimlerin belirleyici ağırlığı azaldı. Documenta’nın “ana binası” Fridericianum’un giriş kapısının üzerinde Documenta 5’te asılı, siyah bez üzerine kocaman beyaz harflerle yazılı “Sanat gereksizdir!” pankartı belki Documenta 5’in “ruhunu” en iyi ifade eden şeylerden biridir.
Documenta 5’e katılan sanatsever sayısı 230 bin oldu.
Documenta 6
(26 Haziran – 2 Ekim 1977)
Konu: “Medya”
Documenta 6 sanatın müzesel sergi salonları dışına çıkma eğlimini serginin önemli bölümlerinin şehir merkezi, şehir içi ve Karlsaue parkına taşınması ile destekleyen ve belgeleyen Documenta oldu.
Documenta 6’nın sanatsal yöneticisi Manfred Schneckenburger’di. Klaus Honnef, Wieland Schmied, Evelyn Weiss’ da diğer düzenleyicilerdi.
Documenta 6’da 39 ülkeden 492 sanatçının 1400 eseri sergilendi.
Sergi 350 bin sanatsever tarafından ziyaret edildi.
Manfred Schneckenburger’in yönetimindeki Documenta 6,“medya toplumunda sanatın yerini” sorgulayan, resim, plastik, performance, fotoğraf, film, –ilk kez oldukça yoğun olarak– video, desen sanat eserlerinin hem müzelerde hem “dışarıda” sergilendiği, şehrin –dışarının– sergi içine çekildiği bir Documenta oldu.
Bu Documenta’da ilk kez Doğu Almanya’dan (Almanya Demokratik Cumhuriyeti) sanat eserleri de yoğun bir biçimde “batı” sanatseverine sunuldu.
Serginin açık, kamusal alanlara doğru genişlemesi Documenta’nın işlevinde de bir değişkliği kaçınılmaz olarak beraberinde getirdi: Artık Documenta yerleşmiş, kendini kabul ettirmiş olan sanatın sergilenmesinin değil, sanatın üretiminin ve kabul ettirilmesinin aracı olacaktı. Bu Documenta düzenleyicelerinin istek ve iddiasıydı aynı zamanda. Documenta 6 bu iddianın gerçekleştirilmesinde önemli bir adım oldu.
fiehir içinde sergilenen kimi siyasi afişler; bizzat sergi sırasında gerçekleştirilen kimi enstalasyonlar –bu bağlamda Walter Maria’nın Documenta 6 sırasında Fridericianum önünde açtırdığı ve daha sonra üzerini bir demir plaka ile kapladığı 1000 metre derinliğindeki “Düşünce Deliği”, Joseph Beuys’un organik ve doğal olanla, insan yapısı “suni” olanı birleştirdiği ve Fridericianum’daki tüm odaları da birbirine bağlayan “İşyerinde Bal Pompası” enstalasyonu çok ünlü, bu iddianın ete kemiğe bürünmüş örnekleridir.
Documenta 7
(19 Haziran – 28 Eylül 1982)
Konu: “1902-1960 arasında doğan sanatçıların hiç biri 5 yıldan eski olmayan eserlerinin müzesel sergilenişi”
Documenta 7 Rudi Fuchs’un yöneticiliğinde gerçekleştirildi. Eindhoven şehir müzesinin müdürü olan Rudi Fuchs, Documenta 7’yi yeniden ağırlıklı olarak müzesel sergilemeye dönüşün ve bu dönüşü de yeni müzesel sergi alanlarının yaratılması, eskilerinin restorasyonu için bir araç olarak kullandı.
Documenta 7’de Coosje van Bruggen, Germano Celant, Johannes Gachnang, Gerhard Stock “Sanatsal Danışmanlık Konseyi”nde yer aldılar.
Documenta 7’de 20 ülkeden 167 sanatçının bine yakın eseri sergilendi. 380 bin kişi sergiyi gezdi.
Documenta 7, “postmodern” ve “yeni expresyonist” adı verilen akımlara sayılan eserlerin ağırlıklı olduğu bir sergi oldu. “Dışarıda” da kimi enstalasyonlar gerçekleştirildi. Bunlardan en önemlisi, Joseph Beuys’un “7000 Meşe Ağacı” enstalasyonudur.
Documenta 8
(12 Haziran – 20 Eylül 1987)
Konu: Güncel resim sanatı; enstalasyonlar, yeni medya ile sanat, mimari (modeller); video, audiothek, videothek, performance, ideal müze bölümlerinde desen; bunlar dışında “dışarıda” desen ve plastikler.
Documenta 8, Documenta 6’nın sanatsal yönetmeni olan Manfred Schneckenburger tarafından düzenlendi, yönetildi. Sanatsal Danışmanlık Konseyi’nde Vittorio Fagone, Edward F. Fry, Wulf Herzogenraht, Lothar Romain, Armin Zweite vardı.
Documenta 8’de 24 ülkeden 412 sanatçı veya sanatçılar kolektifinin 520 eseri sergilendi.
486 bin 811 kişi Documenta’yı ziyaret etti.
Documenta 8’i diğerlerinden ayıran bir özellik, desene özel bir ağırlık verilmesiydi.
Modern sanattaki güncel gelişmeler ve durumun zengin bir dokümantasyonu sözkonusuydu.
Giderek resimden daha fazla uzaklaşma, videonun daha fazla kullanılması, enstalasyonların en az resimler kadar yer alması açık eğilimler olarak kendini gösteriyordu.
Documenta 9
(13 Haziran – 20 Eylül 1992)
Konu: Güncel sanat üzerine bilgilendirme gösterileri + Paul Gauguin + Joseph Beuys ve Alberto Giacometti’nin kimi eserlerinin sergilendiği “Kolektif Bellek” bölümü.
Documenta 9 Gent’te şehir müzesi müdürü olan Jan Hoet’in sanatsal yönetmenliğinde düzenlendi.
Jan Hoet “kategorilerden ve kategorize etmekten kaçınan” bir Documenta iddiasıyla düzenledi bu sergiyi.
“Tim arkadaşları” olarak Bart de Baere, Pier Luigi Tazzi ve Denys Zacaharapoulos Documenta’nın düzenlenmesinde yer aldılar.
“Sanat sorulara cevap vermez, o yalnızca soru sorar.” diyen Jan Hoet’in yöneticiliğindeki Documenta 9 o döneme kadar olan Documentalar içinde en enternasyonal katılımlı sergi oldu. Toplam 43 ülkeden 196 sanatçının bin eseri sergilendi.
Documenta 9 yine iç ve dış ayrımını mümkün olduğunca ortadan kaldırmaya çalışan ve “dışa” açılan bir sergi oldu.
“İç” mekânlara, Documenta için özel olarak inşa edilen “Documenta Salonu” eklendi. Ayrıca parkevi, hastalık sigortası binası, şehirdeki hemen tüm müze binaları yanında çeşitli park alanlarında kurulan geçici yapılar da “iç” sergi mekânları olarak kullanıldı.
Sergi programında çok sayıda ses ve video enstalasyonu, eylemsel sanat, performance yer alıyordu. Program “dışarıda” gerçekleştirilen enstalasyonlar, (bunlar içinde Nijeryalı sanatçı Mo Egoda’nın Documenta’nın sürdüğü yüz gün içinde bambular ve iple gerçekleştirdiği “İnsan Emeğinin Övgüsü” isimli kule en dikkat çekicilerden biriydi) ve programa ek olarak sunulan caz,beyzbol ve boks gösterileriyle “tamam”landı. Documenta 9’un bu bilinen kategorilerden uzaklaşma tavrı yer yer “sanat yerine şov” eleştirileriyle karşılandı. Fakat kimi –tutucu– sanat çevrelerinden de gelen bu eleştiriler, Documenta’nın başarısını engellemedi.
Documenta 9 609 bin 235 biletli izleyici ile kendi kendini fnanse eden ilk Documenta oldu.
Documenta 10
(21 Haziran – 28 Eylül 1997)
Paris’te Ulusal Jeu de Paume Galerisi’nin yöneticisi Catherine David Documenta’yı düzenleyen ilk kadın yönetici oldu.
Catherine David timine Hortensia Völckers’i genel asistan, Jean Francois Chevrier’i de danışman olarak aldı.
Documenta 10 konusunu “Kültürel Manifestasyon” olarak belirledi.
fiehirleşme, toprak/alan/bölge, kimlik, vatandaş hakları, sosyal/ulusal devlet, devlet ve ırkçılık, pazarların evrenselleşmesi konuları “parkur” adı verilen tek tek bölümlerde sanatçıların bu konulardaki resim, plastik, video, enstalasyon, performance vb. eserleriyle sorgulanıyordu.
Ayrıca “100 Gün, 100 Konuk” adını taşıyan bir programda her gün bir sanatçı belirlenmiş bir konuda ziyaretçilerle sohbet ve tartışma toplantılarına katılıyordu.
“Retro-Perspektive” adlı bir bölümde de geçmiş sorgulanıp, gelecek için tasarımlar tartışılıyordu.
Documenta 10, adeta “sanat ancak soru sorar” diyen Documenta 9’a bir cevap; sanata ve sanatçıya gerçeği değiştirmede aktif rol yükleyen bir konumdaydı. Bu açık politik tavır da “estetik seçkinlerin kendi kendilerini tatmini”, “sanat değil duvar gazetesi”, “modern yıkıntı” vb. adlarla eleştiri ve saldırıya uğradı. İlginç olan şudur ki, bundan bir önceki Documenta 10.’nun karşıtı bir program ve iddiaya sahip olmasına rağmen nasıl ki izleyici / seyircinin beğenisini kazanıp, başarılı olduysa; Documenta 10 da Documenta 9’un kontrast programına rağmen bu başarıyı tekrarladı, hatta aştı.
27 ülkeden 138 sanatçının 569 eserinin sergilendiği Documenta 10’u 631 bin biletli izleyici ziyaret etti. Documenta 10 bütün Documenta tarihinin sadece kendi kendini finanse etmekle kalmayıp, net gelir elde eden ilk sergisi oldu.
Documenta 10’da “iç” sergi mekânlarına bir bölümü “Kültür İstasyonu” adı altında sergi salonu olarak kullanılmaya başlanan Kassel ana istasyon binası da katıldı.
Documenta 1
(15 Temmuz-18 Eylül 1955)
Konu: “XX. Yüzyıl Sanatı”
Dünyanın en kapsamlı modern sanat sergisi konumunda olan Documenta’ların birincisi 1955 yılında düzenlendi. İlk Documenta’nın öyküsü oldukça ilginçtir.
Daha sonra Kassel kentinin adını bütün dünyada sanatseverler içinde tanıtan Documenta başlangıçta daha çok Almanya’ya ve Almanlara yönelik ve aslında sürekli hale getirilmesi planlanmayan bir sanat sergisi olarak düşünülmüştü. Ve aslında bu sanat serigisi 1955’te Kassel’de düzenlenen “Federal Almanya Bahçe/Botanik Sergisi”ne ek olarak düşünülmüştü.
1955’te, Kassel’de düzenlenecek olan “Federal Almanya Bahçe/Botanik Sergisi”nin genel planlanmasından sorumlu Hermann Mattern, bu “doğa sergisi”nin, bir çağdaş sanat sergisi ile tamamlanmasının doğru olacağı önerisini getirdi. Kassel Güzel Sanatlar Akademisi’nde Herrmann Mattern’la birlikte öğretim üyesi olan Arnold Bode Mattern’in bu önerisini hayata geçiren kişi oldu.
(Arnold Bode 1900-Kassel doğumlu bir ressam, mimar ve yontucudur. Sanat ve zanaat arasındaki ayrılığı ortadan kaldırmaya çalışan akımın içinde yer almış, 1928’den 1933’e dek Berlin’de “Zanaat Öğretmenleri Semineri”nde çalışmıştır. Nazi’lerin iktidara gelmesiyle birlikte klasisizm dışındaki tüm sanat akımları, arayışlar “yozlaşmış” sanat ilan edildiğinde Bode mimar olarak çalışmaya başlamış, İkinci Dünya Savaşı sırasında kışla inşaatları yapmıştır.
1946’da, Kassel’de 1931 yılında dünya ekonomik krizi sırasında kapatılan Güzel Sanatlar Akademesi’nin yeniden kuruluşuna öncülük etmiştir.
Bode ilk Documenta’yı Kıta Avrupası’nın kamuya yönelik ilk müze binası olan Friedericianum’da (1769-79) düzenlemiştir. Sergi Bode tarafından “Almanlar için ders” olarak düşünülmüş ve planlanmış, Documenta 1’de ağırlıklı olarak Nazi Almanyası’nda “yozlaşmış” ilan edilen sanat akımlarının eserleri sergilenmiştir.
Kübizm, Ekspresyonizm, Yeni Nesnellik, Konstrüktivizm, Sürrealizm, Soyutçuluk akımlarından kimi sanatçıların 20. yüzyılın ilk elli yılında resim ve plastik alanında yarattığı eserlerden örnekler sunulmuştur.
Bu birinci Documenta’da toplam 13 ülkeden 148 sanatçının 670 eseri sergilenmiştir.
Toplam 134 bin 580 ziyaretçi sergiyi gezmiştir.
Documenta 2
(11 Temmuz – 11 Ekim 1959)
Konu: “Enternasyonal Sanat Sergisi”
İlk Documenta’nın göreli büyük başarısı, sergi düzenleyicilerini sergiyi belli aralıklara tekrarlayıp, ona uluslararası modern sanattaki gelişmeleri izleyip, belgeleyen bir süreklilik kazandırma düşüncesi ve planına götürdü.
O dönemde, geçmişteki “günahlarından” arındığını göstermek için çabalayan Alman egemen sınıfları açısından da kendilerine doğrudan zarar vermeyen, tersine geçmişte yozlaşmış ilan edilen sanatla barıştıklarını, “uygarlaştıklarını” göstermelerine de fırsat sunan Documenta devlet desteğini de kazanınca artık kurumlaştı.
Yine de serginin doğrudan devlet propoganda aracı olmaması, sanatsal yönetimde bağımsız olunabilmesi için –ilk serginin “mucitleri” Bode ve Hafmann’ın ısrarlı çabalarıyla– serginin tüm sanatsal planlaması ve gerçekleştirilmesi sanatçılardan oluşan bir “Düzenleyiciler Kurulu”na verildi.
Documenta 2’nin düzenleyiciler kurulunun başkanı Arnold Bode’ydi. O, serginin hem sanatsal yönetmeni, hem de sergi mimarıydı. Werner Hafmann resimden sorumlu planlamacıydı; Eduard Trier plastikten sorumlu planlamacı, Heniz Stünke grafikten sorumlu planlamacıydı.
Friedericianum’a sergi mekânı olarak Orangerie ve Bellevue Sarayı da eklenmişti.
Documenta 2’de ağırlıklı olarak resim, plastik ve grafik alanında 1945-1959 arası yaratılmış çoğu soyut (abstrakt) eserler sergilendi.
23 ülkeden 326 sanatçının toplam 1770 eseri eseri sergilendi.
Sergiyi 137 bin sanatsever ziyaret etti.
“Modern sanat bugün artık insanlar arası ilişkileri zenginleştirmenin temeli haline gelmiştir. (…) Modern sanatın yaşama bakışı, onun ifade tarzları ve algılanışı belki romantik çağından bu yana düşünülen dünya kültürüne bir gerçeklik kazandırmıştır. (…) O insanlık kültürünün ilk model hali olarak kabul edilebilir.”
(Werner Haffmann, 1945 sonrası resim üzerine, Documenta 2’nin sergi kataloğunda.)
Documenta 3
(27 Haziran – 5 Ekim 1964)
Konu: “Yüz günlük müze”
Documenta 3’te “düzenleyici kurul” başkanlığı Arnold Bode’nin elindeydi. O hem sanat yönetmeni ve hem de sergi mimarlığı görevini üzerlenmişti. Werner Hafmann resim ve karalamalardan sorumlu planlamacı idi.
Sergi mekânlarına Kassel devlet sanat kolleksiyonu galerisi de katılmıştı.
21 ülkeden 298 sanatçinin toplam 1414 eseri Documenta 3’te sergilendi.
Documenta 3’e 200 bin ziyaretçi katıldı.
Documenta 3’te ilk kez bilinen klasik sergileme usulleri dışında yol ve yöntemler denendi. Örneğin Ernst Wilhelm Nay’ın resimleri duvarda asılarak değil, tavandan sarkıtılarak sergilendi. Henry Moore’un heykelleri müzede değil, açık alanda sergilendi vb.
Documenta 3’ün genel yaklaşımı Werner Hafmann tarafından şöyle ifade ediliyordu:
“Documenta’nın üzerinde yükseldiği temel, sanatın önemli sanatçıların yaptığı şey olduğu düşüncesidir. Documenta tek tek kişiliklere dayanmaktadır.”
Bu aslında modern sanatı savunma adına, sanatın her türlü toplumsal işlevden koparılması, onu toplumun adeta dışında/üzerinde vb. görülen “önemli” birey sanatçının, az sayıda seçkin özel izleyicilere bir şeyler anlatabilen –veya anlatmayan, bu da farketmiyordu– özel ilgi alanı olarak görüldüğü anlamına geliyordu.
Documenta 4
(27 Haziran – 6 Ekim 1968)
“Enternasyonal Sergi”
Documenta 4’ü, üçüncüsünden ayıran en önemli değişikliklerden biri, Documenta’nın düzenlenmesinde oldu. Düzenleme işi kolektif bir temele oturtulmaya çalışıldı. Düzenleme/seçicilik işi kurulan bir “Documenta Konseyi” tarafından üzerlenildi. Bode bu konseyin başkanıydı fakat artık daha önceki Documenta’larda olduğu gibi –Hafmann’la birlikte– neredeyse tek başına belirleyici konumda değildi.
Documenta 4’te 17 ülkeden 150 sanatçının, 1960-1968 yılları arasında yarattıkları toplam 1000 eseri sergilendi.
Pop-art, minimal art gibi yeni akımlar sergide kendilerini gösterdiler.
Resim yanında Documenta 4’te “environment” (mekân sanatı) ve “multiples” (değişik alanları içiçe sokan “çoklu”) bölümler de önemli yer kapladılar.
Documenta 4’le birlikte artık sergi retrospektiv (geriye dönük bakış, sergiye kadar olan dönemde yaratılmış olanların sergilenmesi) bir nitelikten de uzaklaşmaya başlıyor. Sanatçılar yer yer izleyicide doğrudan yaptıklarının parçası haline getiren ve değişken olan gösteriler, enstalasyonlar gerçekleştiriyorlar.
Modern sanatta , toplumdaki gelişmelere de bağlı olarak, yeni biçimlerle somuta, güncele yakınlaşma, sanata toplumsal bir işlev yükleme eğilimi açıkça kendini göstermeye başlıyor.
Ancak bu değişiklik, yenilenme bir dizi devrimci sanatçının ve genelde toplumdaki devrimci değişmenin, gelişmenin hızına yetişemiyor. Documenta tüm yenilenmelere rağmen, kurumlaşmış dar korsasından dışarı çıkamıyor.
1968’de öğrenci hareketi ve onunla birlikte hareket eden ilerici-devrimci sanatçılar, Documenta’yı bir dizi “happening” eylemiyle protesto ve rahatsız ediyorlar.
Documenta seçiciler kuruluna ağır eleştiriler yöneltiliyor. Özellikle sergilenen eserlerin ABD ağırlıklı olması eleştiriliyor. Eleştiriciler Documenta 4’ü “americana” olarak adlandırıyorlar.
Documenta 4’ün sanatçılarından Georg Jappe bunu “Documenta’nın krizi” olarak adlandırıyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Krizin gerçek nedeni, tüm kurumların sorgulandığı ve tasfiye edildiği bir dönemde, sorgulanamaz bir kurum olarak hareket etmesinde aranmalıdır.”
Documenta 5
(30 Haziran – 8 Ekim 1972)
Konu: “Gerçeğin sorgulanması – Bugünkü resim dünyaları”
Documenta 5’in örgütlenmesinde, ilk üç Documenta’da pratikte uygulanan, fakat hiç bir zaman açıkça ilan edilmeyen “tek başına sorumlu sanatsal yönetmen” ilkesi ilan edildi ve Harald Szeemann Documenta 5’in “genel sekreteri” olarak sergiyi düzenledi. Bazon Brock planlama yardımcılığı yaptı ve Documenta 4’te kurduğu “İzleyici Okulu”nu, Documenta 5’te de yeniden açtı. “İzleyici Okulu” aslında sanatın ne olduğu, ne olması gerektiğinin sürekli değişen bir forumda sürekli yeniden sorgulanıp tartışıldığı bir “okul”du.
Documenta 5’te 21 ülkeden 222 sanatçının 1100 sanat eseri, filmi, performans gösterisi sergilendi. Ayrıca 1500’e yakın günlük kullanım resmi (televizyon resimleri, gazete resimleri, aile albümünden fotoğraflar vb.) ve eşyası sergilendi.
“Concept art”, fotorealizm, trivialemblamatik (ya da kitsch), “bireysel mitolojiler”, siyasi propaganda, bilim-kurgu, reklam gibi güncel sanat eğilimleri Documenta 5’te kendilerine yer buldu. Sanat eseri ile, günlük kullanım resimleri ve malzemelerinin aynı mekânlarda yanyana sergilenmesi, “Sanat ne?”, “Sanat eseri ne?” tartışmasına yeni katkılar sundu. Ayrıca sergilenen “akıl hastalarının resimleri” de karşılaştırma yapmak için, “sanat” ve sanat anlayışının sorgulanması için fırsatlar sundu.
Documenta 5, sanat konusunda daha önceki Documentalarda var olan “objektif” olma iddiasından uzaklaşan sergi oldu. Documenta 5’in yöneticisi Harald Szeemann; “Sanatla bağıntılı olarak yapılacak her seçim subjektif olmak zorundadır. Ne kadar subjektif olursa o kadar iyidir.” diyordu. Bu bir yanıyla Documenta 4’e yönelen eleştirilere de bir cevaptı. Sanatta seçim konusunda tek kriter tek seçicinin subjektif beğenisi olarak ele alındığında, bu ilan da edildiğinde, getirilen her eleştiri en başından eleştirenin subjektif beğenisi ile eleştirilenin subjektif beğenisi arasındaki farktan kaynaklanır ve eleştiriden geriye beğeni farkının ifadesinden başka br şey kalmaz.
Fakat Documenta 5 aynı zamanda objektif olma iddiasından vazgeçen, bütün sorumluluğu tek seçicisinin omuzlarına yıkan, kendini eleştiri üzerine çıkaran tavrıyla, yeniye-deneye açıklığı da en fazla gerçekleştiren Documentalardan biri oldu.
Sergi önemli ölçüde müzesel sergi salonlarının dışına da çıktı; resimlerin belirleyici ağırlığı azaldı. Documenta’nın “ana binası” Fridericianum’un giriş kapısının üzerinde Documenta 5’te asılı, siyah bez üzerine kocaman beyaz harflerle yazılı “Sanat gereksizdir!” pankartı belki Documenta 5’in “ruhunu” en iyi ifade eden şeylerden biridir.
Documenta 5’e katılan sanatsever sayısı 230 bin oldu.
Documenta 6
(26 Haziran – 2 Ekim 1977)
Konu: “Medya”
Documenta 6 sanatın müzesel sergi salonları dışına çıkma eğlimini serginin önemli bölümlerinin şehir merkezi, şehir içi ve Karlsaue parkına taşınması ile destekleyen ve belgeleyen Documenta oldu.
Documenta 6’nın sanatsal yöneticisi Manfred Schneckenburger’di. Klaus Honnef, Wieland Schmied, Evelyn Weiss’ da diğer düzenleyicilerdi.
Documenta 6’da 39 ülkeden 492 sanatçının 1400 eseri sergilendi.
Sergi 350 bin sanatsever tarafından ziyaret edildi.
Manfred Schneckenburger’in yönetimindeki Documenta 6,“medya toplumunda sanatın yerini” sorgulayan, resim, plastik, performance, fotoğraf, film, –ilk kez oldukça yoğun olarak– video, desen sanat eserlerinin hem müzelerde hem “dışarıda” sergilendiği, şehrin –dışarının– sergi içine çekildiği bir Documenta oldu.
Bu Documenta’da ilk kez Doğu Almanya’dan (Almanya Demokratik Cumhuriyeti) sanat eserleri de yoğun bir biçimde “batı” sanatseverine sunuldu.
Serginin açık, kamusal alanlara doğru genişlemesi Documenta’nın işlevinde de bir değişkliği kaçınılmaz olarak beraberinde getirdi: Artık Documenta yerleşmiş, kendini kabul ettirmiş olan sanatın sergilenmesinin değil, sanatın üretiminin ve kabul ettirilmesinin aracı olacaktı. Bu Documenta düzenleyicelerinin istek ve iddiasıydı aynı zamanda. Documenta 6 bu iddianın gerçekleştirilmesinde önemli bir adım oldu.
fiehir içinde sergilenen kimi siyasi afişler; bizzat sergi sırasında gerçekleştirilen kimi enstalasyonlar –bu bağlamda Walter Maria’nın Documenta 6 sırasında Fridericianum önünde açtırdığı ve daha sonra üzerini bir demir plaka ile kapladığı 1000 metre derinliğindeki “Düşünce Deliği”, Joseph Beuys’un organik ve doğal olanla, insan yapısı “suni” olanı birleştirdiği ve Fridericianum’daki tüm odaları da birbirine bağlayan “İşyerinde Bal Pompası” enstalasyonu çok ünlü, bu iddianın ete kemiğe bürünmüş örnekleridir.
Documenta 7
(19 Haziran – 28 Eylül 1982)
Konu: “1902-1960 arasında doğan sanatçıların hiç biri 5 yıldan eski olmayan eserlerinin müzesel sergilenişi”
Documenta 7 Rudi Fuchs’un yöneticiliğinde gerçekleştirildi. Eindhoven şehir müzesinin müdürü olan Rudi Fuchs, Documenta 7’yi yeniden ağırlıklı olarak müzesel sergilemeye dönüşün ve bu dönüşü de yeni müzesel sergi alanlarının yaratılması, eskilerinin restorasyonu için bir araç olarak kullandı.
Documenta 7’de Coosje van Bruggen, Germano Celant, Johannes Gachnang, Gerhard Stock “Sanatsal Danışmanlık Konseyi”nde yer aldılar.
Documenta 7’de 20 ülkeden 167 sanatçının bine yakın eseri sergilendi. 380 bin kişi sergiyi gezdi.
Documenta 7, “postmodern” ve “yeni expresyonist” adı verilen akımlara sayılan eserlerin ağırlıklı olduğu bir sergi oldu. “Dışarıda” da kimi enstalasyonlar gerçekleştirildi. Bunlardan en önemlisi, Joseph Beuys’un “7000 Meşe Ağacı” enstalasyonudur.
Documenta 8
(12 Haziran – 20 Eylül 1987)
Konu: Güncel resim sanatı; enstalasyonlar, yeni medya ile sanat, mimari (modeller); video, audiothek, videothek, performance, ideal müze bölümlerinde desen; bunlar dışında “dışarıda” desen ve plastikler.
Documenta 8, Documenta 6’nın sanatsal yönetmeni olan Manfred Schneckenburger tarafından düzenlendi, yönetildi. Sanatsal Danışmanlık Konseyi’nde Vittorio Fagone, Edward F. Fry, Wulf Herzogenraht, Lothar Romain, Armin Zweite vardı.
Documenta 8’de 24 ülkeden 412 sanatçı veya sanatçılar kolektifinin 520 eseri sergilendi.
486 bin 811 kişi Documenta’yı ziyaret etti.
Documenta 8’i diğerlerinden ayıran bir özellik, desene özel bir ağırlık verilmesiydi.
Modern sanattaki güncel gelişmeler ve durumun zengin bir dokümantasyonu sözkonusuydu.
Giderek resimden daha fazla uzaklaşma, videonun daha fazla kullanılması, enstalasyonların en az resimler kadar yer alması açık eğilimler olarak kendini gösteriyordu.
Documenta 9
(13 Haziran – 20 Eylül 1992)
Konu: Güncel sanat üzerine bilgilendirme gösterileri + Paul Gauguin + Joseph Beuys ve Alberto Giacometti’nin kimi eserlerinin sergilendiği “Kolektif Bellek” bölümü.
Documenta 9 Gent’te şehir müzesi müdürü olan Jan Hoet’in sanatsal yönetmenliğinde düzenlendi.
Jan Hoet “kategorilerden ve kategorize etmekten kaçınan” bir Documenta iddiasıyla düzenledi bu sergiyi.
“Tim arkadaşları” olarak Bart de Baere, Pier Luigi Tazzi ve Denys Zacaharapoulos Documenta’nın düzenlenmesinde yer aldılar.
“Sanat sorulara cevap vermez, o yalnızca soru sorar.” diyen Jan Hoet’in yöneticiliğindeki Documenta 9 o döneme kadar olan Documentalar içinde en enternasyonal katılımlı sergi oldu. Toplam 43 ülkeden 196 sanatçının bin eseri sergilendi.
Documenta 9 yine iç ve dış ayrımını mümkün olduğunca ortadan kaldırmaya çalışan ve “dışa” açılan bir sergi oldu.
“İç” mekânlara, Documenta için özel olarak inşa edilen “Documenta Salonu” eklendi. Ayrıca parkevi, hastalık sigortası binası, şehirdeki hemen tüm müze binaları yanında çeşitli park alanlarında kurulan geçici yapılar da “iç” sergi mekânları olarak kullanıldı.
Sergi programında çok sayıda ses ve video enstalasyonu, eylemsel sanat, performance yer alıyordu. Program “dışarıda” gerçekleştirilen enstalasyonlar, (bunlar içinde Nijeryalı sanatçı Mo Egoda’nın Documenta’nın sürdüğü yüz gün içinde bambular ve iple gerçekleştirdiği “İnsan Emeğinin Övgüsü” isimli kule en dikkat çekicilerden biriydi) ve programa ek olarak sunulan caz,beyzbol ve boks gösterileriyle “tamam”landı. Documenta 9’un bu bilinen kategorilerden uzaklaşma tavrı yer yer “sanat yerine şov” eleştirileriyle karşılandı. Fakat kimi –tutucu– sanat çevrelerinden de gelen bu eleştiriler, Documenta’nın başarısını engellemedi.
Documenta 9 609 bin 235 biletli izleyici ile kendi kendini fnanse eden ilk Documenta oldu.
Documenta 10
(21 Haziran – 28 Eylül 1997)
Paris’te Ulusal Jeu de Paume Galerisi’nin yöneticisi Catherine David Documenta’yı düzenleyen ilk kadın yönetici oldu.
Catherine David timine Hortensia Völckers’i genel asistan, Jean Francois Chevrier’i de danışman olarak aldı.
Documenta 10 konusunu “Kültürel Manifestasyon” olarak belirledi.
fiehirleşme, toprak/alan/bölge, kimlik, vatandaş hakları, sosyal/ulusal devlet, devlet ve ırkçılık, pazarların evrenselleşmesi konuları “parkur” adı verilen tek tek bölümlerde sanatçıların bu konulardaki resim, plastik, video, enstalasyon, performance vb. eserleriyle sorgulanıyordu.
Ayrıca “100 Gün, 100 Konuk” adını taşıyan bir programda her gün bir sanatçı belirlenmiş bir konuda ziyaretçilerle sohbet ve tartışma toplantılarına katılıyordu.
“Retro-Perspektive” adlı bir bölümde de geçmiş sorgulanıp, gelecek için tasarımlar tartışılıyordu.
Documenta 10, adeta “sanat ancak soru sorar” diyen Documenta 9’a bir cevap; sanata ve sanatçıya gerçeği değiştirmede aktif rol yükleyen bir konumdaydı. Bu açık politik tavır da “estetik seçkinlerin kendi kendilerini tatmini”, “sanat değil duvar gazetesi”, “modern yıkıntı” vb. adlarla eleştiri ve saldırıya uğradı. İlginç olan şudur ki, bundan bir önceki Documenta 10.’nun karşıtı bir program ve iddiaya sahip olmasına rağmen nasıl ki izleyici / seyircinin beğenisini kazanıp, başarılı olduysa; Documenta 10 da Documenta 9’un kontrast programına rağmen bu başarıyı tekrarladı, hatta aştı.
27 ülkeden 138 sanatçının 569 eserinin sergilendiği Documenta 10’u 631 bin biletli izleyici ziyaret etti. Documenta 10 bütün Documenta tarihinin sadece kendi kendini finanse etmekle kalmayıp, net gelir elde eden ilk sergisi oldu.
Documenta 10’da “iç” sergi mekânlarına bir bölümü “Kültür İstasyonu” adı altında sergi salonu olarak kullanılmaya başlanan Kassel ana istasyon binası da katıldı.