Çarşamba, Haziran 29, 2022
Güney
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    SSCB Ansiklopedisi

    SSCB Ansiklopedisi

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Çağımdan Utanıyorum

    Çağımdan Utanıyorum

  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Güney
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    SSCB Ansiklopedisi

    SSCB Ansiklopedisi

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Çağımdan Utanıyorum

    Çağımdan Utanıyorum

  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Plugin Install : Cart Icon need WooCommerce plugin to be installed.
Güney
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle

Tiyatro Artı ile söyleşi

13 Aralık 2017
İçinde Röportaj, Tiyatro
0 0
0
Anasayfa Röportaj
Share on FacebookShare on Twitter

Tiyatro Artı: “Oyuncular bir taklitten ziyade, gerçekten sahneledikleri o karaktere bürünüyorlar…”

Türkiye’deki tiyatro anlayışına birçok açıdan yenilik katmaya çalışan Tiyatro ARTI, son günlerde İç İçe adlı oyunuyla seyirci karşısına çıkıyor.

Biz de grubun yönetimini üstlenen ve İç İçe’nin yönetmeni Ufuk Tan Altunkaya’yla bir araya geldik ve Tiyatro ARTI’nın geçmişi ve geleceği üzerine konuştuk.

Tiyatro ARTI kimdir? Kısaca bahseder misiniz?
Tiyatro ARTI 2005 yılında İzmir’de kurulmuş bir tiyatro grubudur. Aslında öncesinde Tiyatro Kordelya ismi altında çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Fakat 2005 yılında Kordelya kapanma kararı alınca biz de Tiyatro ARTI adı altında birleştik.
2005’ten beri birçok farklı projeyi hayata geçirdik. Bunların arasında Samuel Beckett’in oyunlarının sinema uyarlamaları, Oscar Wilde’ın ünlü eseri Salomé, Sofokles, A. Camus, M. Kundera gibi önemli yazarların metinlerinden derlenen Ödipus yer alıyor.
2008 yılında İstanbul seyircisiyle de buluşmaya karar verdik. Geçen sezon tek seyircilik oyunumuz Oyun – Bir Takip Oyunu’yla çok güzel yorumlar aldık.
Şimdiye kadar toplam on altı projeyi hayata geçirdik. Bu sezon da İzmir’de Türk – Yunan mübadelesinin işlendiği Kök, İstanbul’da ise toplumsal önyargıları ve dışlanmışlıkları ele aldığımız İç İçe adlı oyunlarımızla seyirci karşısındayız.
Grup içinde çok farklı mesleklerden ve farklı yaş gruplarından arkadaşlarımız var. Genel olarak yaş ortalamamızın 18 – 25 yaş aralığında olduğunu söyleyebilirim. Ben ve birkaç arkadaşım tiyatro eğitimi alıyoruz. Ekonomik yapılanmamıza gelince, Tiyatro ARTI kar amacı gütmeyen bir grup. Oyunlarımızdan elde ettiğimiz geliri yeni projelerin gerçekleştirilmesi için kullanıyoruz.

İç İçe nasıl bir oyun? Toplumsal önyargılardan bahsediyorsunuz, bunu nasıl ele alıyorsunuz?
İç İçe’de toplumun görmek istemediği veya görünce uzaklaştığı karakterleri ele alıyoruz. Oyunda türbanlılar, sokak çocukları, travesti, marjinaller, engelliler, delilerden oluşan karakterlerin toplumsal önyargılar nedeniyle gözlerden uzak bir mekânda oluşturdukları ütopya tarzında bir yaşam şekilleri var.
Toplumsal önyargılar kısmına gelince, bu karakterlerin her biri toplum tarafından dışlanmış veya kendini ifade edememiş karakterler. Gerçek hayat hikâyelerinden esinlenerek yazılan oyunda, gelen seyirciyle oyuncu arasında iç içe bir etkileşim olmasını sağlıyoruz. Bu noktada kullandığımız sahneleme ve oyunculuk tekniği çok önemli. Oyun bir tiyatro sahnesinde geçmiyor, seyirciyle oyuncu arasına bir uzaklık girmiyor, aradaki mesafe ortadan kalkıyor. Oyunculuk tekniğine gelince, oyuncular bir taklitten ziyade, gerçekten sahneledikleri o karaktere bürünüyorlar. Özetlemek gerekirse kullanılan sahneleme tekniği ve oyunculuk teknikleriyle İç İçe, seyirciye gerçek yaşamı ve gerçek mekânı sunuyor. İç İçe gerçeğin bir başka hali diyebiliriz.

Peki Tiyatro ARTI’nın genel sanatsal çerçevesinden bahsetmek mümkün mü? Ne tür oyunlar sergiliyorsunuz?
Tiyatro ARTI çağdaş tiyatro yapan bir grup. Bu anlamda çağdaş sanatın tüm öğelerini oyunlarında kullanmaya çalışıyor diyebilirim. Gerçekleştirdiğimiz projelere bakıldığında hep yeni olanı aradığımızı, Türkiye’de hiç yapılmamış olanı kovaladığımızı söylemek yanlış olmaz. Örneğin geçen sezon oynadığımız Oyun – Bir Takip Oyunu projesine bakıldığında, ilk defa tek seyirciye oynanan bir oyundu. Büyük bir teknik altyapıyla hazırladığımız oyunda, tek bir seyirciyi, Galata’nın gizemli sokaklarında -yani yine gerçek yaşamdan ve gerçeklikten kopmadan- hiç tanık olmadığı bir yolculuğa çıkarıyorduk. İç İçe’de ise Türkiye’deki tiyatro sanatına başka bir yenilik getirerek oyuncuyla seyirci arasındaki mekânsal uzaklığı kırmaya çalıştık ve daha farklı bir etkileşim yaşanmasını sağladık. Yani oyunda, tiyatrodaki mekân algısına yeni bir bakış açısı getirdik diyebilirim.

Tiyatro ARTI’nın bundan sonraki projeleri neler? 
Şu anda hazırlık aşamasında olan projelerimiz var. Bunlardan bir tanesi Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna romanını oyunlaştırmak. Bu bizi çok heyecanlandıran bir proje. Bir diğer projemiz ise Mayıs’ta düzenlenecek Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sunmayı planladığımız oyunumuz. Oyunla ilgili şimdilik çok bilgi veremiyorum ancak yine bu oyunda da çağdaş tiyatronun bir örneğini sunacağımızı söyleyebilirim.

Peki Tiyatro ARTI’ya ulaşmak isteyenler sizinle nasıl iletişime geçebilir?
Programımıza göre İç İçe’yi 23 Ocak’a kadar oynuyoruz. Baharda da geçen sezon oyunumuz olan Oyun – Bir Takip Oyunu’nu oynayacağız. Bunlara ek olarak bahar aylarında Kürk Mantolu Madonna, Metis ve Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyircilerimiz bizi izleyebilir. Mekânlarla olan görüşmeler henüz kesinleşmediği için tarih ve yer konusunda bilgi veremiyorum. Ancak oyunlarımızı izlemek isteyenler www.tiyatroarti.net veya iletisim@tiyatroarti.net adreslerinden bize ulaşabilir. ❧

Suna Baran

 

Sonraki Gönderi

Tiyatro Pera

Kategoriler

Bir bildirge denemesi: Devrimci Gerçekçilik

Süleyman Özdemir

Davet: Yılmaz Güney’i anıyoruz!

DAVET

100. sayımız çıktı!

Güney Sayı 100

Politik tutsaklar ve “hapishane edebiyatı”

Yusuf’suz bir yıl!

“Tutsak Kitapları Sergisi” İzleyicisiyle Buluştu

14 Şubat Dünya Öykü Gününe binaen

Vazgeçmiyoruz ahparig!

99’cu sayımız çıktı!

Güney’den dayanışma çağrısı

Güney Sayı 99

Türk(iye) sineması ve Yılmaz Güney

Kadınlar ve sanat

Theodorakis: Bir militan direnişçinin ardından

Antalya

Aydın/Didim

İzmir

Kırşehir

Güney Dergisi 2022 takvimi çıktı

Ci­gerx­wîn üze­ri­ne dü­şün­ce­ler

Denetim toplumuna doğru

Deprem! Düzen! Devlet!

Dün­ya Prob­lem­le­ri Karşısın­da Fel­se­fe

Kameralı Sosyolog: Gisèle Freund

Orhan Pamuk, Nobel Ödülü ve romanları

Orhan Pamuk’un romanlarında Doğu-Batı sorunsalı

Te­le­viz­yo­nun ço­cuk­lar üze­rin­deki et­ki­le­ri

İnstagram

  • İşçi sınıfının komünist şairi Nazım Hikmet
  • Gezi direnişi dokuz yaşında!
#gezi 
#gezidirenişi 
#geziparkı
  • Güneyden
  • Güney Kitaplığı
  • İçindekiler
  • Haber
  • Karikatür
  • Kitap
  • Makale
  • Öykü/Hikaye
  • Resim/Fotoğraf
  • Röportaj
  • Satış Noktaları
  • Şiir
  • Sinema
  • Tiyatro
  • Dosyalar

© 2021 Güney Dergisi

Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında

© 2021 Güney Dergisi

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In