Pazar, Mart 26, 2023
Güney
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    SSCB Ansiklopedisi

    SSCB Ansiklopedisi

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Çağımdan Utanıyorum

    Çağımdan Utanıyorum

  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
    • Eski Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Güney
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    SSCB Ansiklopedisi

    SSCB Ansiklopedisi

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Çağımdan Utanıyorum

    Çağımdan Utanıyorum

  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
    • Eski Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Güney
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle

Tunay Bozyiğit ile Söyleşi

13 Aralık 2017
İçinde Röportaj
0 0
0
Anasayfa Röportaj
Share on FacebookShare on Twitter

“İşin mutfağına kimse bakmıyor…”  
Tunay Bozyiğit ile Söyleşi

1) Kendinizi Hasan Sabbah ile özdeşleştirmenizin nedeni nedir?
Tarihteki sistem karşıtı aykırı kişilikler hep dikkatimi çekmiştir. İyi bir tarih okuyucusuyum. Hasan Sabbah da onlardan biridir. Köken olarak İran Azerilerindenim. Beyoğlu’ndaki mekanımın isminin Alamut Kalesi olması tesadüf değildir. Hasan Sabbah’ın örgütçü olması, işgale başkaldırması ve yaşama yeni bir yorum getirmesi beni etkilemiştir. Şahrud Alamut Kalesinin kurulduğu alanın adıdır aynı zamanda Alamut’un altından akan ırmağın adıdır ama herkesin yanlış bildiği gibi Seyduna ile Sahrudun öyküsü tarihten bir öykü değil benim öz yaşamımdan yarattığım bir öyküdür.

2) Şiirlerinizde ve ezgilerinizde imgesel bir dil kullanıyorsunuz ve Arapça /Farsça kökenli kalıplara ve tamlamalara yer veriyorsunuz neden?
İmge bence dizenin yüreğidir. Ben toplumsal gerçekçi zemine basan ama ikinci yenicilerden etkilenip dilini öyle kurgulayan bir şairim. Kendine has bir dilim olduğuna inanıyorum. Bir dil kuramamışsam kendimi şair saymam. İmgelere bu yüzden yer veririm.

3) Etkilendiğiniz şairler kimlerdir?
Türk şiirini Nazım’la başlatırım. Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreyya, Enver Gökçe, Hasan Hüseyin ustalarımdır. Ben hayatın ve onların çırağıyım. Bugüne kadar dört şiir kitabım yayımlandı. Lal, Leyli Lal, Şewe, Elahar Belcesi ve Şeweren ile Hazeri.Yeni bir kitabım çıkmak üzere ismi Bir Mesel Tapınağı Gün Dökümü. Adından da anlaşılacağı gibi bu kitap iki bölümden oluşuyor . Bir bölüm öykü diğeri ise şiirlerden oluşacak.

5) Ezgilerinizde yakın sol tarihine yer verdiğinizi görüyoruz. Neden?
Ben devrimci bir sanatçıyım. Şiirlerimde ve ezgilerimde emeğin yanında saf tuttuğum açık ve nettir. Mayıs eserim hem emekçilerin hem de onların önderleri Deniz Gezmiş’lerin idamına bir karşı duruştur. Aynı zamanda her albümümde mutlaka Kürt sorununu işleyen bir şiirim veya ezgim olmuştur. Sanatçının ya da aydının yaşadığı toplum sorunlarına duyarsız kalmaması gerektiğine inanıyorum. Şu anda beşinci albüm için stüdyodayım. Orda da Lice’de öldürülen 13 yaşındaki Ceylan için bir ağıdım var ve Hrant Dink için bir şiirim ve ezgim olacak.

6) Sanatçı duruşunuzu nasıl yorumluyorsunuz?
Üretken olduğum için kendimi sanatçı sayarım. 5 kitapla beraber 5 albüm yaptım. Hepsinin sözleri ve müzikleri bana aittir. Çağımın tanığı ve tutanakçısıyım ve devrimci bir sanatçıyım. Öyle ki acıya gülmek eserimi Diyarbakır’daki Gün TV benden habersiz bir klip çekmiş, klibin arka planında ustam Yılmaz Güney’in filminden karelerle kolaj yapmışlar. Bana gönderdiklerinde ağlamıştım. Çünkü Yılmaz Güney’in sinema dilini şiirlerimde ve ezgilerimde kendimce yaşatmaya çalışıyorum. Örnek aldığım bir ustadır.

7) Dile bakışınız nasıl?
Dil sadece iletişim aracı değildir bir halkın varlık sebebidir. Güneşin altında her halk ve onun dili eşittir. Başka bir dili ezen sömüren dilin özgürleşme şansı yoktur. Ülkemizde yirmiden fazla dil ve lehçe varken tek dile hapsediliyoruz. Bu bir zulümdür. Oysa her dilden şiir veya destan okumak nasıl bir zenginliktir. Nasıl da dil açısından zengin bir ülkeyiz. Bir gün bütün diller özgürce konuşulduğunda anlayacağız gerçeği. Kendi adıma başta Kürtler olmak üzere ülkemizdeki diğer dilleri bilmediğim için özür diliyorum. Çünkü benim doğduğum köyde Azerilerle beraber Kürt evler de vardı. Komşuyduk onlarla. Öğrenilebilirdi.

8) Size neden hüznün ve ayrılıklarım şaiiri diyorlar?
Çünkü az gelişmiş toplumlarda sömürünün amansız çarkından etkilenen toplum öyle ya da böyle acıyı içselleştirir. O nedenle de acıyı ayrılığı işlediğim eserleri daha öne çıkarıp popülerleştiriyorlar. Bir anlamda yüreklerinin dilleri oluyorum.
Ben hüznün nağmesinden beslenirim. Ayrıca Şahrud ile Seyduna’nın yitik öyküsü samimiyetle dile geldiği için herkes kendi yaşamından bir parça bulur. Ayrılık acısıyla karşılaşmayan bir birey yoktur toplumumuzda.

9) Eserleriniz toplum tarafından dinlenip bilinirken neden Tunay Bozyiğit yerine Seyduna ön plana çıkıyor ya da eserlerinizi seslendirirken sanatçılarla anılıyor?
Haklısınız, Acıya Gülmek denilirken Hakan Yeşilyurt, İstanbul Ağlıyor denilirken Gülay akla geliyor. Oysa iki eserin arasındaki şiiri de ben okuyorum, söz-müzik bana aittir. Ama benim ismim, esamem okunmaz. Tek sesli bir toplum olduğumuzdan duyduğumuz sesi kodluyoruz. Tembel ve araştırmadan uzak bir toplumuz, işin mutfağına kimse bakmıyor. Ben de popülizme karşı olduğum için öne çıkmıyorum. Sahne almaya yeni başladım. Konserlerde eserlerimi yorumladığımda herkes şaşırıyor.

10) Albümünüzdeki sanatçıları siz mi belirliyorsunuz ?
Ben bestelerimi doğaçlama yaparım, söz ve müzik aynı anda gelir, herhangi bir enstrümanla değil ıslıkla yaparım, eser bittiğinde karakteri itibariyle hangi sanatçının sesine denk geldiğini bilirim ve ona göre dağıtım yaparım sanatçılara. Örneğin İstanbul Ağlıyor bittiğinde evet bunu Gülay okumalı demiştim. Aldı Gitti eserim bittiğinde bu Yasemin ablanın sesine yakışır demiştim, bu güne kadar yanılmadım.

11) Bu albümde kimlerle çalışacaksınız?
İlkay Akkaya, Cevdet Bağca, Handan Aydın, Metin Yılmaz vs. Ayrıca her albümde olduğu gibi yine iki tane amatör sese yer vereceğim. Türkülerimiz kan tazeliyor bu seslerle. Bu albümde Özge Öz isimli amatör sese çok güveniyorum.

12) Neden 4 albüm yayımlamanıza karşın 1 tek eser yorumladınız?
Neden sorusuna cevap olsun diye. Çünkü hep bu yönde baskı vardı ben sesimi beğenmediğim için okumadım. Kendime o anlamda güvenim yoktu, üstelik ülkemin en güzel sesleriyle çalışıyorum. Ama bu albümde iki eser okuyacağım çünkü kimse türkünün beyaz yakasından o kirli ellerini çek demedi.

13) Şiirlerinizde ve ezgilerinizde farklı bir projeniz var mı?
Çıkacak olan kitabımdaki Mesel Tapınağı öyküsünü sinema filmi ya da tiyatro için dram olarak tasarlıyorum, tabi bunun için bir senaryistle çalışmam gerekecek çünkü senaryo farklı bir tekniktir.

14) Niye Kazım Koyuncu odası?
Kazım Alamuta çok gelirdi. Üç albümde de beraber çalıştık. Hatta bu albümde Kazım için bir şiirim ve ezgim olacak. Çok özel bir dostumdu ve ülkem için özel bir sanatçıydı. Yeri kolay kolay doldurulamayacaklardan, nacizane Almut’un üst katına Kazım Koyuncu odası demişim çok mu? Her köşesinde anısı var.

 

Söyleşiyi yapan: Suna BARAN suna@ecmmedya.com

{rokzoom}images/stories/suna_baran.jpg{/rokzoom}

Fotoğrafları çeken: Ahmet KARABUDAK http://www.ahmetkarabudak.com

 

Sonraki Gönderi

Tuncel Kurtiz ile Söyleşi

Kategoriler

Güney Sayı 104

Yılmaz Güney’i anıyoruz!

İnsanın değerinin olmadığı bu sistemde insan kalmak!

Çukurova Kitap Fuarı’ndan İzlenimler

Kamuoyuna açıklama

15. Çukurova Kitap Fuarı

Yılmaz Güney bizimle!

103. sayımız çıktı

Güney Sayı 103

Mağdurların anılarını canlı tutma mücadelesi

Eskişehir

102. sayımız çıktı

Güney Sayı 102

Ayvalık/Balıkesir

Kocaeli/Gebze

İsviçre satış noktaları

Avusturya satış noktaları

Almanya satış noktaları

101. sayımız çıktı

Güney Sayı 101

Bir bildirge denemesi: Devrimci Gerçekçilik

Süleyman Özdemir

Davet: Yılmaz Güney’i anıyoruz!

DAVET

100. sayımız çıktı!

Güney Sayı 100

Politik tutsaklar ve “hapishane edebiyatı”

Yusuf’suz bir yıl!

“Tutsak Kitapları Sergisi” İzleyicisiyle Buluştu

14 Şubat Dünya Öykü Gününe binaen

İnstagram

  • Etkinliğimizde Muzaffer Doyum kitabını imzalayacak
2 Nisan Pazar 2023 
Saat 14.00 
Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi
Halaskargazi Caddesi No:168  Şişli/İstanbul
  • Doğumunun 86. yılında “Halkın sanatçısı halkın savaşçısı” Yılmaz Güney bizimle
Etkinliğimizde Fatoş Güney kitabını imzalayacak
2 Nisan Pazar 2023 
Saat 14.00 
Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi
Halaskargazi Caddesi No:168  Şişli/İstanbul
  • İnsanın değerinin olmadığı bu sistemde insan kalmak!

Büyük bir felaket yaşıyoruz. Depremde hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına ve dostlarına sabırlar diliyoruz. Yaşananlar karşısında derin bir üzüntü içindeyiz. Söylenecek sözlerin artık tükendiği noktadayız. Depremin sonuçları; acı, ölüm, açlık ve sefaleti arttırdıkça arttırıyor. Yoksul emekçilere ulaşılamayan yardımlar acımızı daha da büyütüyor, duyulan feryatlar karşısında yüreklerimiz dağlanıyor, ama yetmiyor! Yaşadığımız azap depremzedelere çare olmuyor. Yine yaşananları seyretmekle yetiniyoruz, ama yetmiyor işte.

El yordamıyla hayatta kalmaya çalışanlar, kadınlar ve çocuklar felaketle boğuşurken toplum olarak suçluları arıyoruz. Bunlar ya müteahhit, ya iktidar yada yetersiz kalan kurtarma ekipleri oluyor; suçlular çok fazla, suçlular bitmiyor ve biz her felakette yaşananları balıklar gibi seyredip unutuyoruz.

Kapitalistlerin daha fazla kâr uğruna insan hayatını hiçe sayan yapılar inşa etmesine dur diyemediğimiz sürece, bizleri yoksullaştırarak harabe evlerde yaşamaya mahkum edenlere, müteahhitlere ve onların deprem yönetmeliğine uygun olmayan yapılarına izin veren devlet kurumlarına dur diyemediğimiz sürece, insanın ve türlerin yaşam hakkını koruyan merkezinde insanın olduğu bir sistem kurmadığımız sürece yaşanan felaketlerin suçluları bizleriz. Şairin de söylediği gibi “demeğe de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!”

Her şeye rağmen can pahasına yardıma koşan insanların, insan üstü çabaları da çok değerli olduğunu görüyoruz. Herkesin yapabileceği çok şey var. Yardım için acil ihtiyaçların karşılanması ve ihtiyaç sahiplerine ulaşılması gerekiyor. Gönüllü, yardım birliklerine katılabilenlerin zaman kaybetmeden harekete geçmesi önemli. Bütün okurlarımızın bu dayanışmaya katılacağını biliyoruz ve imkanı olanlara çağrıda bulunuyoruz: Yardım için gönüllü olun ve elinizden geleni yapın! “Şimdi birlik olma zamanı” diyoruz ama, bu kadarıyla değil tabi ki, bu köhnemiş sistemi ortadan kaldırmak için de birlik olma zamanı. İşçilerin, emekçilerin yaşamını elinden alan, 
Yazının devamı için; https://guneykultursanat.org/insanin-degerinin-olmadigi-bu-sistemde-insan-kalmak/
  • DOĞUMUNUN 86. YILINDA “HALKIN SANATÇISI HALKIN SAVAŞÇISI”
YILMAZ GÜNEY BİZİMLE ETKİNLİĞİNDE BULUŞALIM
2 Nisan Pazar günü saat  14.00 te  Cemil Candaş Kent Kültür Merkezinde buluşalım.
Halaskargazi Caddesi No:168  Şişli/İstanbul
İletişim: 0541 801 35 02/0533 501 64 62
Giriş ücretsizdir
  • Çukurova Kitap Fuarından İzlenimler
Bir kitap fuarı etkinliğini daha geride bıraktık. Çukurova’nın bahar aylarını aratmayan güneşli dokuz gün boyunca iyi yönleri ile hatırlanabilecek bir fuar olduğunu söylemek yanıltmaz bizi. Bu kadar ilgiyi başlarda beklemiyorduk. Hayat pahalılığının olumsuz koşulları altında, enflasyondan en çok zam gören kalemlerden kitapların  temel ihtiyaçlar listesinde en sonda olabileceği ilk aklımıza gelen olmuştu: Tabi bu olgu yaşadığımız toplumun henüz değişmeyen özelliklerinden biri olmaya devam ediyor.  Fakat yinede tüm bu yoksulluğa rağmen, kitaba para ayıran önemli bir okur kitlesi de vardı. Her ne kadar burç kitapları ve kişisel gelişim üzerine yazılı kitaplar ilgisinden değer kaybetmese de ve kitap olsun çamurdan olsun diyenler dışında Çukurova’nın iyi bir okur çevresine sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Fuar boyunca, dergimizin standına da ilgi büyüktü. Güney’in yeni ve bir kısım eski sayılarını, İnter ve Dönüşüm Yayınlarının çeşitli kitaplarını standımızda bulundurmuştuk. Fuarda Marksist-Leninist külliyatı bulunduran tek standın bizde olması bir eksiklik olduğu kadar, ilginin sebebi de olduğu söylenebilir. Bizi şaşırtan ise kitaplarımıza ve dergimize duyulan ilginin 14-17 yaş aralığındaki gençlerin oluşturmasıydı. Bu yaş grubu için herhangi bir kuşak tespiti yapmak güç. Yaşlara göre kategori belirlemek yeni moda olsa da bu gençlik başka türlü ilerliyor diyebiliriz, hem de bize hiçte uzak olmayan bir ilerleme. Belki bunu yaşadığımız iki örnekle açıklamak düşüncemizi haklı çıkaracaktır. İlki, henüz 15 yaşında genç bir kız, oldukça zarif ve iyi giyimli; bu haliyle orta halli, kültürlü bir ailenin çocuğu olduğu kesin. Ama bizim açımızdan şaşırtıcı olan bu kızın merakı: “Demokratik devrim mi? Sosyalist devrim mi?” bu konu ilgisini çekiyormuş ve araştırma yapmak istiyormuş. Biz kendisine yaşı için ağır bir araştırma kitabı olduğunu söylemek isterken, babası – bu tür siyasi kitaplara çok ilgisi var, sürekli okuyor, bu konular ona yabancı değil- dedi. Tabi biz şaşırıyoruz. Bir diğer örnek ise Kollontai’nin kitabını gören 15 yada 16 yaşlarında genç bir erkek...(Devamı için: https://guneykultursanat.org/cukurova-kitap-fuarindan-izlenimler/)
  • Güneyden
  • Güney Kitaplığı
  • İçindekiler
  • Haber
  • Karikatür
  • Kitap
  • Makale
  • Öykü/Hikaye
  • Resim/Fotoğraf
  • Röportaj
  • Satış Noktaları
  • Şiir
  • Sinema
  • Tiyatro
  • Dosyalar

© 2021 Güney Dergisi

Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
    • Eski Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında

© 2021 Güney Dergisi

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In
Güney Size en son haberler ve güncellemeler için bildirimler göstermek istiyoruz.
Reddet
Bildirimlere İzin Ver