1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni TCK’nın birçok maddesi düşünce özgürlüğünü ortadan kaldıran ya da savcılar, yargıçlar tarafından keyfi yorumlanabilen maddeler durumundadır.
Son dönemde açıkça öne çıkan madde 301. maddedir. Burada hukuksal olarak bu maddenin ne olup olmadığını, ya da 305. madde gibi diğer kimi maddelerin de düşünce özgürlüğünü kısıtlamanan araçları olduğunu tartışma yerine, son dönemde öncelikle 301. maddeden dolayı ceza alan ve hakkında dava açılanların kısa bir dökümünü yapmak istiyorum.
Önce, Agos gazetesinin tanınmış temsilcisi Hrant Dink’in altı ay cezaya mahkum edildiğini hatırlatalım.
Orhan Pamuk, “Türklüğe alenen hakaret” etmekten, tabii ki 301. maddeden, mahkemelik oldu ve 16 Aralık’ta yaşananlar sadece Türkiye’nin değil, dünya kamuoyu tarafından da görüldü.
Ragıp Zarakolu, Belge Yayınları sahibi olarak yayınladığı iki kitaptan dolayı, her kitaptan ayrı ayrı olarak yine yargılanmaktadır. Sözkonusu kitaplar, “Bir Ermeni Doktorun Yaşadıkları-Garabat Haçeryan’ın İzmir Güncesi” ve George Jerjian’ın yazdığı “Gerçek Bizi Özgür Kılacak” adlı kitaplardır. Dava sürüyor.
“İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları” adlı konferansın yargı tarafından ertelenmesini eleştiren Hasan Cemal, Murat Belge, Haluk Şahin ve Erol Katırcıoğlu hakkında 301. maddeden dava açıldı. İsmet Berkan hakkında ise TCK’nın 288. maddesine göre dava açıldı.
Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun, şimdi eski başkanı olarak anılan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile aynı kurulun “Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Komisyonu” üyesi olan Prof. Dr. Baskın Oran hakkında da “Halkı din ve düşmanlığa tahrik, Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” “suçundan” dava açıldı.
Buraya kadar aktardıklarımız genelde Hürriyet, Milliyet, Radikal vb. gazeteleri okuyanların da bildiği örneklerdir. Ama kimi örnekleri ise sadece küçük karelerde ya da özel olarak dikkat edilmediğinde göze çarpmayan haberler biçiminde verilmektedir.
Gündem gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İrfan Uçar, 13 Aralık 2005 tarihinde “301 numara” başlıklı bir yazı yazdı. Sözkonusu yazıyı okurken ortaya konan veriler temelinde “Türkiye’nin dünyada itibarı zedeleniyor, küçük düşürülüyor” biçimindeki tespitine tepki gösterdim… Akıl mı veriyor diye!
Ben bu tepkiyi gösterirken, üç gün sonraki Gündem gazetesinde, 16 Aralık’ta İrfan Uçar hakkında, sözkonusu “301 Numara” başlıklı yazıdan dolayı Beyoğlu Savcılığınca soruşturma açıldığını okudum. Haberin başlığında yer alan “301. Madde eleştirisi de 301’lik oldu” tespiti hem olgu tespiti olarak hem de Türkiye’deki durum hakkında bir kara mizahı andırıyordu…
Bu haberi okumadan önce de Gündem gazetesine polisin baskısı da gündemdeydi. 301 ile ilgili dökümü yaparken, bu baskıları da kınadığımı burada belirtmek istiyorum.
“Türklüğü aşağılamak” “suçundan” hakkında dava açılan kitaplar arasına girme onuruna kavuşan kitaplardan biri de, Mara Meimaridi’nin yazdığı “İzmir Büyücüleri” adlı kitap oldu. Sözkonusu kitap Ekim 2004’de yayınlanmış, 50 bin adet satmış ve 25. baskısı yapılan bir kitap. Dava ise Ekim 2005’de açılmıştır. Hakkında dava açılan kitabın yazarının daha önce İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından davet edilip kendisine plaket verildiği de kamuoyuna sunulan bilgiler arasında yer aldı.
- Madde’den ceza alanlar hakkında en sıcak haberi ise bugün, 23 Aralık’ta okudum. Hem Hürriyet gazetesine, hem de Gündem gazetesine baktım, her ikisinde de bu haber vardı. Gündem bu haberi öne çıkarırken, Hürriyet haberi orta sayfalarda, ince bir sütunla, dikkat edilmediğinde görülmeyecek biçimde vermeye dikkat etmişti.
Sözkonusu habere göre, Yeni Dünya İçin Çağrı gazetesi sahibi Aziz Özer iki ayrı yazıdan ve iki ayrı davadan toplam 15 ay ceza almış ve bu ceza para cezasına, 9 bin YTL cezasına çevrilmişti. Sözkonusu cezalar, “Irak’ta işgal ortaklığına hayır” başlıklı yazı ile “80 Yıl Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Faşizm” başlıklı yazılarda, “eleştiri sınırları aşılmış” “TC’nin manevi şahsiyeti” “aşağılanmış”tı… Buna göre siz ne haksız, gerici savaşlara karşı çıkabilirsiniz, ne de Türkiye’de faşizmin olduğunu söyleyebilirsiniz. Söylerseniz yersiniz cezayı!
Aynı gün İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan ikinci kişi ise, “Bin Yılların Mirası Nasıl Yıkıldı? Yitik Köyler” adlı kitabın yazarı Zülküf Kışanak’tı. Zülküf Kışanak da yazdığı kitapta “TC’yi alenen aşağılamak suçundan” beş ay hapis cezası aldı ve bu ceza da 3 bin YTL para cezasına çevrildi.
Burada aktardığımız örnekler dışında da kuşkusuz ki 301. maddenin veya benzeri maddelerin kurbanları vardır. Ama bu örnekler bile yeni TCK’nın düşünceyi ifade özgürlüğünü getirmediğini, tersine başka biçimlerde yasakçı zihniyeti sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
Türkiye’de düşüncesini ifade etme özgürlüğünün biraz da olsun sağlanması, sözkonusu maddelerin değiştirilmesinden ve keyfi uygulamaların kaldırılmasından geçiyor.
Bu maddenin ve diğer kimi maddelerin de, örneğin 305. maddenin de değiştirilmesi konusunda sesler yükselmiş durumda. Değişikliğin gündeme geleceğine kesin gözüyle bakılabilir. Ama işin özü yapılacak değişikliğin gerçekte düşünceyi ifade özgürlüğüne hizmet edip etmeyeceğidir.
Şimdilik görünen odur ki, bu değişikliğin içeriğini belirleyecek olan güç, işçiler, emekçiler, gerçek demokrasi yanlıları değil, işi kılıfına uydurmaya çalışan egemenlerdir.
Sorun işçilerin, emekçilerin kendi çıkarlarını savunma temelinde, düşüncelerini ifade etme özgürlüğü için mücadeleye sarılmasıdır.
RIZA TOPRAK, 23 Aralık 2005