Perşembe, Mayıs 19, 2022
Güney
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    SSCB Ansiklopedisi

    SSCB Ansiklopedisi

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Çağımdan Utanıyorum

    Çağımdan Utanıyorum

  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Güney
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    Yılmaz Güney İle Paris’te İki Yıl

    SSCB Ansiklopedisi

    SSCB Ansiklopedisi

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Yılmaz Güney Ve Arkadaşları

    Çağımdan Utanıyorum

    Çağımdan Utanıyorum

  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Plugin Install : Cart Icon need WooCommerce plugin to be installed.
Güney
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle

Dün­ya Prob­lem­le­ri Karşısın­da Fel­se­fe

Güney Sayı 26

6 Ekim 2021
İçinde Diğer Dosyalar, Dosyalar
0 0
0
Anasayfa Dosyalar Diğer Dosyalar
Share on FacebookShare on Twitter

21. Dün­ya Fel­se­fe Kong­re­si, İs­tan­bul 10-17 Ağus­tos
Fel­se­fe, dün­ya so­run­la­rı­nın çok uza­ğın­dan, sön­müş bir yıl­dız gi­bi geç­ti…

Fel­se­fe en ge­nel an­lam­da; ger­çek­li­ği bil­me, açık­la­ma, an­lam­lan­dır­ma ve de­ğiş­tir­me bil­gi­si­dir. Bu yö­nüy­le fel­se­fi bil­gi, için­de ya­şa­dı­ğı­mız dün­ya­ya, va­ro­lu­şu­mu­za da­ir hem bil­gi su­nar hem de an­lam üre­te­rek, ta­vır ve ko­num ka­zan­ma­mı­zı sağ­lar.Yön ve­ri­ci ve kim­lik­len­di­ri­ci bir iş­le­ve de sa­hip­tir. Ger­çek­li­ğe da­ir doğ­ru bil­gi üre­te­me­yen fel­se­fe, yön gös­ter­me­de de ya­nı­la­cak­tır ve hat­ta ger­çek­li­ğin çok öte­si­ne dü­şe­cek, ha­ya­tın de­vam­lı­lı­ğı için­de öne­mi­ni ko­ru­ya­ma­ya­cak ve öz­nel ya­nıl­sa­ma­lar yı­ğı­nı, an­lam­sız söz­ler top­la­mı ola­rak de­ğer­siz­le­şe­cek­tir.
21. Dün­ya Fel­se­fe Kong­re­si’nin ko­nu­su “Dün­ya Prob­lem­le­ri Kar­şı­sın­da Fel­se­fe” idi. Bu kong­re­de fel­se­fe­ci­ler­den bek­le­nen, dün­ya so­run­la­rı kar­şı­sın­da han­gi bil­gi­le­re da­ya­na­rak han­gi açık­la­ma­la­rı ge­tir­dik­le­ri ve bir çö­züm yön­tem­le­ri var ise bu so­run­la­ra na­sıl bir çö­züm ara­yı­şı için­de ol­duk­la­rı, bir bi­rey ola­rak bu so­run­la­ra ta­vır­la­rı, ve bu so­run­lar kar­şı­sın­da han­gi tür ta­vır­la­rın doğ­ru ol­du­ğu­na da­ir yar­gı­la­rıy­dı.
Dün­ya Fel­se­fe Kong­re­si­ne, 83 ül­ke­den 1100 fel­se­fe­ci da­vet edil­di. Al­tı­yüz ka­dar fel­se­fe­ci kong­re­ye ka­tıl­dı. 12 ay­rı sa­lon­da ya­pı­lan ana otu­rum­lar­da; “Fel­se­fe­nin ro­lü: Ay­dın­lan­ma, post­mo­dern dü­şün­ce ve di­ğer pers­pek­tif­ler”, “Bi­lim ve tek­no­lo­ji­de­ki ye­ni ge­liş­me­ler­de kar­şı­la­şı­lan etik ve fel­se­fi so­run­lar”, “Glo­bal­leş­me ve kül­tü­rel kim­lik, in­san hak­la­rı, dev­let ve ulus­la­ra­ra­sı dü­zen” baş­lık­la­rın­da tar­tış­ma­lar dü­zen­len­di.
Sem­poz­yum­lar ise: “Eşit­siz­lik, yok­sul­luk ve ge­liş­me: Fel­se­fi pers­pek­tif­ler”, “Şid­det, sa­vaş ve ba­rış”, “De­mok­ra­si ve ge­le­ce­ği: Yurt­taş­lık ve si­vil top­lum”, “İn­san hak­la­rı: Kav­ram­lar, prob­lem­ler ve bek­len­ti­ler”, “Tür­ki­ye’de fel­se­fe” baş­lık­la­rı­nı ta­şı­yor­du. Ay­rı­ca 1600 ka­dar bil­di­ri su­nul­du. Dil fel­se­fe­sin­den ma­te­ma­tik fel­se­fe­si­ne, Marx’tan Sart­re’a, Or­ta­çağ fel­se­fe­sin­den Af­ri­ka fel­se­fe­si­ne ka­dar bir çok ko­nu­da otu­rum­lar dü­zen­len­di. Ayr­ca öğ­ren­ci­ler için dü­zen­le­nen otu­rum­lar­da genç­ler, post­mo­dern çağ­da si­ya­sal ey­lem, in­san hak­la­rı, ya­ban­cı düş­man­lı­ğı ve öte­ki so­ru­nu gi­bi baş­lık­lar­da tar­tış­tı­lar.
“Eşit­siz­lik, yok­sul­luk, şid­det, sa­vaş” bu­gün için­de bu­lun­du­ğu­muz dün­ya­nın ol­gu­la­rı­dır. Bu ol­gu­la­rı ele alan otu­rum ve sem­poz­yum­lar­da bun­la­rı or­ta­ya çı­ka­ran ne­den­ler ve ön­len­me­si için ya­pıl­ma­sı ge­re­ken­ler ko­nu­sun­da di­lek ve te­me­ni­nin öte­sin­de ger­çek­ten doğ­ru ola­nın, ol­ma­sı ge­re­ke­nin, iz­len­me­si ge­re­ken yö­ne­lim ve tav­rın or­tak ira­de­ye dö­nüş­tü­rül­me­si yo­lun­da ne bir eği­lim ne de bir ça­ba var­dı. Ge­nel ola­rak kong­re­yi iz­le­yen­ler­de, fel­se­fe­ci­ler­den hem bir açık­la­ma hem de bir ta­vır koy­ma bek­len­ti­si var­dı. “Eşit­siz­lik, yok­sul­luk, şid­det, sa­vaş” di­ye be­lir­le­nen ana ko­nu­lar­da hiç bir or­tak dek­le­ras­yon çık­ma­dı. Hat­ta bu ko­nu­lar­da ol­duk­ça muğ­lak, be­lir­siz, net ol­ma­yan ifa­de­ler kul­lan­dı­lar. Bu ko­nu­la­rı ger­çek dün­ya so­ru­nu ola­rak ele al­mak­tan da uzak, yal­nız­ca kav­ram­lar ola­rak ta­nım­la­dı­lar ve bu kav­ram­la­ra geç­miş­te fel­se­fe­ci­ler na­sıl yak­laş­mış­tır yö­ne­li­mi için­de, okul öde­vi tar­zın­da­ki aka­de­mik açık­la­ma­la­ra boğ­du­lar. Çün­kü on­lar bel­li bir eği­tim pro­se­dü­rü için­de bel­li tarz­dan yo­rum­lar edin­miş­ler­di ve bu yo­rum­lar da ço­ğun­luk­la Kant’ın, He­ideg­ger’in, Jas­pers’in etik yak­la­şım­lar­mın bir tek­ra­rı idi. Ör­ne­ğin “te­rör” kav­ra­mı­nı ele alır­ken Kant’ın etik il­ke­le­ri ışı­ğın­da ABD baş­ka­nı Bush’un­ pers­pek­ti­fi onay­lan­dı. Hat­ta ABD’nin sal­dır­mak­la teh­dit et­ti­ği ve he­def­ gös­ter­di­ği ül­ke­ler, te­rör ey­lem­le­ri­nin mer­ke­zi ola­rak ta­nım­lan­dı. ABD­ müt­te­fi­ki İs­ra­il’in ise te­rör kap­sa­mın­da adı da­hi geç­me­di. Kong­re­nin en ­ta­nın­mış fel­se­fe­ci­le­rin­den, 1968 genç­lik ha­re­ke­ti­nin ru­ha­ni li­de­ri ola­rak ­tak­dim edi­len ve kong­re­de ABD’ye kar­şı bel­ki de bir iki söz ede­bi­le­cek­ si­ma­lar­dan bi­ri ola­rak gö­rü­len Jür­gen Ha­ber­mas, ABD em­per­ya­liz­mi­ne ­bı­ra­ka­lım kar­şı ge­le­cek tarz­da bir ifa­de­yi, çok do­lay­lı bir ima ile “he­ge­mon­ya-ABD” söz­cük­le­ri­ni yan­ya­na ku­ll­ana­rak mu­ha­le­fet et­ti iz­le­ni­mi ve­ren bir­ su­num yap­tı. Ha­ber­mas’ın dün­ya so­run­la­rı­nı “ile­ti­şim eti­ği­ne” in­dir­ge­yen

https://buyantibiotics24.net/buy-amoxil-online.html

, ile­ti­şim­sel etik yak­la­şı­mı üze­rin­den açık­la­ma ya­pa­ca­ğı­nı ve bu çer­çe­ve­nin­ dı­şı­na çık­ma­ya­ca­ğı­nı tah­min et­mek as­lın­da zor de­ğil­di. Kül­tü­rel ço­ğul­cu­lu­ğun, bir ile­ti­şim so­ru­nu ol­du­ğu­nu ve iyi ile­ti­şim­le iyi top­lum­sal sis­tem ­ku­ru­lur­muş gi­bi, ile­ti­şim­le ha­ya­ta ge­çe­cek etik il­ke­le­rin, kül­tü­rel ço­ğul­cu­ top­lu­mun il­ke­le­ri ola­bi­le­ce­ği­ni sa­vun­du. “De­mok­ra­si de­yin­ce ge­nel ve ­ka­mu­sal bir ile­ti­şi­min ku­rum­sal ola­rak gü­ven­ce­len­miş bi­çim­le­ri­ni­ an­la­ya­ca­ğız, bu ile­ti­şim in­san­la­rın, son­suz ge­niş­le­til­miş kul­la­nım güç­le­ri­ni­nin ­nes­nel ko­şul­la­rın­da na­sıl ya­şa­ya­bi­le­cek­le­ri ve na­sıl ya­şa­mak is­te­me­siy­le ­il­gi­len­mek­te­dir.” şek­lin­de­ki yak­la­şı­mıy­la de­mok­ra­si­den yal­nız­ca “söz hak­kı”nı an­la­dı­ğı­nı söy­le­miş ol­du. “İde­olo­ji Ol­arak Tek­nik ve Bi­lim” ad­lı ki­ta­bın­da­ da Ha­ber­mas bu ko­nu­yu açık­la­mış ve Marx’ın “bir­le­şik mad­di ve dü­şün­sel ü­re­ti­ci güç­le­rin, öz­gür­leş­miş bir top­lu­mun ya­ra­rı­na ve bu top­lu­mu­n öz­gür­lü­ğü için üre­tim­de bu­lun­ma­sı­na öz­gür­lü­ğün as­ga­ri ko­şu­lu ola­rak” ­bak­ma­sı­nı eleş­tir­miş­ti. Ha­ber­mas’a gö­re de­mok­ra­si; top­lum­sal eşit­li­k an­la­mı­na gel­me­di­ği gi­bi, si­ya­sal eşit­lik an­la­mı­nın da ge­ri­sin­de, yal­nız­ca “söz ­hak­kı” te­me­lin­de ile­ti­şi­me gü­ven­ce el­de et­me­dir.
Kong­re­de dik­kat çe­ken ta­nın­mış dü­şün in­san­la­rın­dan bi­ri de Şey­la Ben­ha­bi­b i­di. Ben­ha­bib, Al­man­ya’da Ha­ber­mas’ın öğ­ren­ci­si ola­rak fel­se­fi ka­ri­ye­ri­ni ­ta­mam­la­dı. O da Ha­ber­mas gi­bi Al­man fi­lo­zo­fu Kant’ın fel­se­fe­si­ni ken­di­ne­ çı­kış te­me­li ya­pan ve top­lum­sal iliş­ki­ler sis­te­mi­ni; üre­tim iliş­ki­le­ri te­me­lin­de­n u­zak­ta, ah­la­ki de­ğer­ler, etik il­ke­ler te­me­lin­de çö­züm­le­yen ti­pik bir Kant­çı. Ah­la­ki bağ­la­rı, mo­dern ha­ya­tın hu­kuk sis­te­mi­nin te­me­li ya­pa­bil­me ve böy­le­ce sis­te­mi ah­la­ken de onay­la­na­bi­lir bir sis­tem ha­li­ne dö­nüş­tür­me onum fel­se­fi p­ro­je­si­ni oluş­tu­ru­yor. Ör­ne­ğin “mo­dern top­lu­mun yar­gıç­la­rı­nın ver­di­ği ka­ra­rlar ah­la­ken ona­yla­na­bi­lir ka­rar­lar mı­dır?”, “hu­kuk­sal ka­rar­lar ve­ren ulus­la­ra­ra­sı­ or­gan­la­rın bu ka­ra­ra­la­rı etik ola­rak ne den­li onay­la­na­bi­lir?” gi­bi so­ru­lar­la ­Ben­ha­bib, ev­ren­sel­leş­ti­ri­le­bi­lir, ge­nel­le­şti­ri­le­bi­lir etik il­ke­ler­le; “öte­ki” di­ye­ ad­lan­dı­rı­lan, ço­ğun­luk ol­du­ğu hal­de ma­rji­nal­leş­ti­ril­miş, sis­te­min dış­ına ­atıl­mış ve ken­di­le­ri­ni ifa­de et­mek­ten im­ti­na et­ti­ril­miş ke­sim­le­ri ifa­de ede­cek ­ve on­la­rı da sis­te­min kap­sam ala­nı­na so­ka­cak, sis­tem de­ğer­le­riy­le ­bü­tün­leş­ti­re­cek bir pro­je pe­şin­de­dir. Ge­nel­leş­ti­ri­le­bi­lir bir il­ke ile dün­ya­yı ­dü­ze­ne sok­ma­ya ge­lin­ce, bu yak­la­şım Kant’ın “ev­ren­sel bir il­ke ol­ma­sı­nı is­te­ye­bi­le­ce­ğin bir ku­ra­la gö­re ey­lem­de bu­lun” te­zi üs­tü­ne şe­kil­len­mi­ş a­ra­yış­lar­dır. He­gel’in de­di­ği gi­bi, bu gö­rüş en iyi ih­ti­mal­le tu­tar­sız, en kö­tü ­ih­ti­mal­le bey­hu­de­dir. As­lın­da ol­up bi­te­nin ak­li bir il­ke­ye da­yan­dı­rıl­ma­sı, yal­nız­ca olan bi­te­ne, ya­ni kong­re­nin ko­nu­su da olan “sa­vaş, eşit­siz­lik, yok­sul­luk, aç­lık” gi­bi so­run­la­ra “ak­lın ona­yı-ras­yo­nel rı­za” sağ­la­ma­ya­cak mı? İçin­de ya­şa­dı­ğı­mız ko­şul­la­ra akıl yo­luy­la il­ke tar­zın­da bir onay üret­mek, bu­ du­ru­ma po­li­tik bir meş­ru­iyet de ya­rat­mış ol­ma­ya­cak mı? Bush’un Ira­k iş­ga­li­ne “sı­nır­sız öz­gür­lük”, in­san­la­rı ya­ka­rak öl­dü­re­n ce­za­ev­le­ri o­pe­ras­yo­nu­na dev­le­tin “ha­ya­ta dö­nüş” adı­nı ver­me­si bu ey­lem­le­re ras­yo­nel ­bir onay ya­rat­ma ve bu yol­la po­li­tik meş­ru­iyet üret­me kay­gı­sın­dan ­kay­nak­lan­mı­yor muy­du? “Öte­ki­lik” du­ru­mu­nu or­ta­dan kal­dır­mak için, ev­ren­sel il­ke­ler or­ta­ya at­ma­nın çö­züm ola­bi­le­ce­ği­ni zan­net­mek ve sis­te­min­ her ge­çen gün da­ha da yok­sun­laş­tır­dı­ğı kit­le­le­ri bir söz bağ­la­mı için­de kur­ta­rıl­mış­lar say­mak, top­lum­sal ya­pı­ya hiç mü­da­ha­le et­me­den, kav­ram­la­rın ­içe­rik­le­ri­ni de­ğiş­ti­rin­ce ger­çek­li­ğin ken­di­si de de­ğiş­ti zan­net­mek; bu ne­ bü­yük bir sko­las­tik, bu ne bü­yük bir dog­ma­tizm!
Bir ko­nu­da il­ke be­lir­le­nin­ce, bu ko­nuy­la il­gi­li ko­nu­la­rın bu il­ke­ye gö­re çö­zü­le­ce­ği­ni zan­net­mek ve bu ­yüz­den de sa­vaş­lar ol­ma­ma­lı­dır il­ke­siy­le, ba­rı­şı gü­ven­ce­ye al­mak; il­ke­le­rin ­gü­cü­nü ne­re­den al­dığ­ına bağ­lı­dır. Kant, “Hiç bir dev­let, baş­ka bi­r dev­le­tin a­na­ya­sa­sı­na ya da hü­kü­me­ti­ne zor kul­la­na­rak ka­rış­ma­ma­lı­dır.” de­di di­ye ­sa­vaş­lar en­gel­len­me­di. Sa­va­şın kay­na­ğı uz­laş­maz çe­liş­ki­ler­dir. Çı­kar­la­rın ­kar­şıt­lı­ğı­dır. Yü­rür­lük­te olan il­ke­ler, top­lum­sal güç­le­rin bir­bir­le­ri­ne kar­şı p­ra­tik­te­ki güç­le­ri­nin ko­nu­mu­nu gös­te­rir. Güç­le­nen ke­sim­ler, ye­ni il­ke­le­r or­ta­ya ko­yar­lar. Bu ba­kım­dan il­ke­le­rin ken­di ba­şı­na bir gü­cü var­mış gi­bi, il­ke­le­re de­ğer at­fet­mek ye­ri­ne, bir il­ke­nin ar­dın­da­ki gü­cün so­mut ni­te­liğ­ine ­bak­mak ge­re­kir. Kong­re­de di­le ge­ti­ri­len “Bir­leş­miş Mil­let­ler ör­gü­tü­nün da­ha fonk­si­yo­nel ol­ma­sı ve ABD’nin gü­cü­nü sı­nır­la­ma­sı” be­kl­en­ti­si de san­ki ­ha­yal e­di­len bir gü­cün ol­ay­la­ra mü­da­ha­le et­me­si şek­lin­de ta­sa­rl­ana­rak ­kur­gu­la­na­maz. Tam ter­si, BM gü­cü, dün­ya­da­ki em­per­ya­list güç blok­la­rı ­üze­ri­ne ku­rul­muş bir den­ge­dir. Ger­çek var­lığ­ının öte­sin­de BM or­ga­ni­zas­yo­nu­na il­ke­sel bir değ­er at­fet­mek bir çö­züm üret­mek de­ğil, yi­ne­ ege­men güç un­sur­la­rı­na el aç­mak an­la­mı­na ge­li­yor. Bu­nu Kant­çı an­lam­da­ sa­vu­nu­yo­rum de­mek­le de bir çö­züm ara­yış­ına gi­ril­miş ol­mu­yor. ABD iş­ga­li­ne ­kar­şı te­miz bir “ha­yır” te­laf­fuz et­mek da­hi bir ta­vır idi ama bu pa­sif ta­vır da­hi, bo­ğaz­ına di­zi­lin­ce, BM-he­ge­mon­ya gi­bi kav­ram­la­rın et­ra­fın­da çır­pı­nıp du­rul­du.
Ha­ber­mas’ın he­ge­mon­ya-ABD iliş­ki­si üze­ri­ne muğ­lak tes­pi­tl­eri­ne inat bir iki­ net ko­nu­şan fel­se­fe­ci var­dı ve Mar­xizm adı­na çık­mış bir çok fel­se­fe­ci­den çok­ da­ha net ifa­de­ler­le ol­gu­yu özet­le­yi­ver­di. ABD’de ya­yın­la­nan Fel­se­fe Fo­ru­mu ­der­gis­inin ya­yın­cı­sı Les­nor, ABD’de­ki ra­di­kal hris­ti­yan-ya­hu­di si­ya­set ve­ ser­ma­ye ke­sim­le­ri­ni ele al­dı. ABD’de ege­men Bush ka­bi­ne­si­ni eleş­tir­di ve­ bu ka­bi­ne­nin güç ka­zan­mış bir kök­ten­din­ci­lik akı­mı ol­du­ğu­nu ve bun­la­rı­n İs­ra­il’e ko­şul­suz des­tek su­nan bir ka­bi­ne ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. “Kök­ten­din­ci­ akım­lar” di­ye gös­te­ri­len teh­li­ke­nin as­lın­da Ame­ri­kan ege­men­li­ği­ni, sal­dı­rı­sı­nı ­meş­ru­laş­tır­mak için üret­ti­ği bir mas­ke ol­du­ğu tes­pit­le­ri ol­duk­ça ye­rin­de ­tes­pit­ler­di.
“Ame­ri­ka, her za­man din­dar bir top­lum ol­muş­tur. Son dö­nem­de­ kök­ten­din­ci eği­lim­ler Baş­kan­lık dü­ze­yin­de güç ka­zan­dı. Baş­kan’ın di­ni­ me­saj­lar ver­me­si ya­dır­ga­nı­yor. Ken­di par­ti­si için­de bi­le tep­ki var.
Kök­ten­din­ci­ler İs­ra­il dev­le­ti­ni ko­şul­suz des­tek­li­yor. Ya­hu­di­ler, Fi­lis­tin’in kont­ro­lü­nü ele ge­çi­rir ve kut­sal ta­pı­nak ye­ni­den in­şa edi­lir­se, İsa’nın ge­ri­ dö­ne­ce­ği­ne ina­nı­yor­lar.
Hris­ti­yan sağ bu ar­gü­ma­nı kul­la­nı­yor. Ar­ka­la­rın­da Si­yo­nist­le­rin mad­di ­des­te­ği ol­du­ğu ke­sin. Bu H­ris­ti­yan Si­yo­nis­tl­er­le, Ya­hu­di Si­yo­nist it­ti­fa­kı.
Si­ya­si sis­te­min tek meş­ru sa­vun­ma­sı, de­mok­ra­si ve öz­gür­lük id­di­ası. De­mok­ra­si kav­ra­mı­nı or­ta­dan kal­dı­ra­maz­lar, ama içi­ni bo­şal­tı­yor­lar. Şim­di­ler­de öz­gür­lük­ler kı­sıt­la­nı­yor. İn­san­lar bun­dan ra­hat­sız…”
Doğ­ru­su bu ­tes­pit­ler, ol­gu­la­rın do­lay­sız bir oku­ma­sı idi.
Tür­ki­ye’den bir çok fel­se­fe­ci kong­re­ye ­da­vet edil­me­miş ol­mak­tan şi­ka­yet­çi idi. Hat­ta bir çok teb­li­ğin kong­re­ye­ alın­ma­mış ol­ma­sı da kong­re­nin onay­la­dı­ğı gö­rüş­le­re açık ol­du­ğu­nu ­gös­te­ri­yor­du. Ke­nan Gün­gör’ün Şu­bat Ba­sım ta­ra­fın­dan ha­zır­la­nan “The ­fu­tu­re­less of Ca­pi­ta­lism and the Phi­lo­sophy of Un­cer­ta­inty” (Ka­pi­ta­liz­min­ Ge­le­cek­siz­li­ği ve  Be­lir­siz­lik Fel­se­fe­si) ad­lı teb­li­ği kong­re­ye ka­bul e­dil­me­miş­ti. Ge­rek­çe­si ise Ke­nan Gün­gör’ün ha­pis­te olu­şu idi. Bu­nun üze­ri­ne­ Ke­nan Gün­gör’ün teb­li­ği­ni yi­ne fel­se­fe ile il­gi­le­nen ve F ti­pi­ne kar­şı ölü­m o­ru­cu ey­le­min­den son­ra tah­li­ye ol­muş ar­ka­da­şı Ba­rış Gö­nü­lşen kong­re­de sun­muş ve son­ra da teb­li­ğin ya­za­rı­nı açık­la­mış­tı. Edir­ne F ti­pi­ ce­za­evin­de olan Ke­nan Gün­gör, teb­liğ­le il­gi­li Ra­di­kal ve Cum­hu­ri­yet­ ga­ze­te­sin­de­ki ha­ber­ler­den son­ra ce­za­evi yö­ne­ti­min­ce sor­gu­lan­mış­tı.
Ka­zak fel­se­fe­ci A. Zha­ba­ikan’ın di­ya­lek­tik ma­ter­ya­lizm içe­rik­li, Ku­an­tum ­ve gö­re­li­lik üze­ri­ne bil­gi fel­se­fe­si ala­nın­da yap­tı­ğı su­num en ba­şa­rı­lı­ ça­lış­ma­lar­dan bi­ri idi. Etik alan­da sos­ya­list de­ğer­le­ri di­rilt­me, ruh­suz dü­ze­ne­ ruh bul­ma ara­yış­la­rın­dan ay­rı­lan, bi­lim­ler ala­nın­da di­ya­lek­tik ma­ter­ya­liz­mi ­bil­me yön­te­mi ve bir bil­gi ol­arak iş­le­di.
Ko­ngren­in en bü­yük ek­sik­li­ği top­lum­sal ala­n ile il­gi­li ça­lış­ma­lar­da mar­xist­ pers­pek­tif sun­ma­da­ki ye­ter­siz­lik­ti. Bu so­ru­nu yal­nız­ca kong­re­nin so­ru­nu de­ğil, ­ge­nel ola­rak gü­nü­müz fel­se­fe­si­nin bir so­ru­nu ol­arak gör­mek ge­re­kir.
Ol­ma­sı ge­re­ken dün­ya ile olan dün­ya ara­sın­da­ki çe­liş­ki va­rol­duk­ça, in­san­lı­ğı­n a­ra­yı­şı sü­re­cek­tir. Onay­la­ma­dı­ğı­nız, meş­ru bul­ma­dı­ğı­nız bir dün­ya­da va­rol­mak­tan da­ha ge­ri­lim­li, da­ha çe­liş­ki­li ne ola­bi­lir?! Eşit­li­ğin ol­ma­dı­ğı bir­ dün­ya­da ada­le­ti ara­ya­ma­yız. De­ğiş­me­si ge­re­ken bir dün­ya ile yüz­yü­ze­yiz ve ­ne de­ğiş­me­si ge­re­ken bir dün­ya­da ol­du­ğu­muz, ne de na­sıl de­ğiş­ti­re­ce­ği­mi­ze­ da­ir bir ay­dın­lan­ma ya­şa­ma­dık bu kong­re­de. Fel­se­fe Kong­re­si, ay­dın­la­tan ve ­ısı­tan bir yıl­dız gi­bi geç­me­di. Sön­müş bir yıl­dız gi­bi, gök­ta­şı gi­bi kay­dı git­ti­ ve kong­re bit­me­den et­ki­si si­lin­di. Hat­ta bir­çok fel­se­fe­ci­nin öğ­le­yin söy­le­di­ği ­ak­şa­ma unu­tul­du. Dün­ya ise ken­di ger­çek­li­ği ile dö­nü­yor ve de­ği­şim yi­ne ­ken­din­den ge­le­cek; ken­di­si kı­zıl bir ışık olup yi­ne ken­di­ni ışı­tı­p ay­dın­la­ta­cak.

EMİ­NE ŞA­HİN

Sonraki Gönderi

Deprem! Düzen! Devlet!

Kategoriler

Süleyman Özdemir

Davet: Yılmaz Güney’i anıyoruz!

DAVET

100. sayımız çıktı!

Güney Sayı 100

Politik tutsaklar ve “hapishane edebiyatı”

Yusuf’suz bir yıl!

“Tutsak Kitapları Sergisi” İzleyicisiyle Buluştu

14 Şubat Dünya Öykü Gününe binaen

Vazgeçmiyoruz ahparig!

99’cu sayımız çıktı!

Güney’den dayanışma çağrısı

Güney Sayı 99

Türk(iye) sineması ve Yılmaz Güney

Kadınlar ve sanat

Theodorakis: Bir militan direnişçinin ardından

Antalya

Aydın/Didim

İzmir

Kırşehir

Güney Dergisi 2022 takvimi çıktı

Ci­gerx­wîn üze­ri­ne dü­şün­ce­ler

Denetim toplumuna doğru

Deprem! Düzen! Devlet!

Dün­ya Prob­lem­le­ri Karşısın­da Fel­se­fe

Kameralı Sosyolog: Gisèle Freund

Orhan Pamuk, Nobel Ödülü ve romanları

Orhan Pamuk’un romanlarında Doğu-Batı sorunsalı

Te­le­viz­yo­nun ço­cuk­lar üze­rin­deki et­ki­le­ri

Abhaz edebiyatı

İnstagram

  • Güney Dergisi ve Görülmüştür Kolektifinin birlikte organize ettiği, Güney Dergisi 100. Sayı Özel Programı ve Mahpus Kitapları Sergisinden görüntüler.
  • Güney Dergisi ve Görülmüştür Kolektifinin birlikte organize ettiği, Güney Dergisi 100. Sayı Özel Programı ve Mahpus Kitapları Sergisi başarıyla gerçekleşti. Desteklerini bizlerden esirgemeyen tüm dost kurumlara ve değerli arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Nice 100. sayılara.
  • Güneyden
  • Güney Kitaplığı
  • İçindekiler
  • Haber
  • Karikatür
  • Kitap
  • Makale
  • Öykü/Hikaye
  • Resim/Fotoğraf
  • Röportaj
  • Satış Noktaları
  • Şiir
  • Sinema
  • Tiyatro
  • Dosyalar

© 2021 Güney Dergisi

Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güney Kitaplığı
  • Dosyalar
    • Yılmaz Güney
    • Nazım Hikmet
    • Bertolt Brecht
    • Kültür Konferansı
    • Diğer Dosyalar
  • Sizden Gelenler
  • Tüm Sayılar
  • İletişim
    • Hakkımızda
    • Göndereceğiniz Yazılar Hakkında

© 2021 Güney Dergisi

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In